TAMER KARAHAN / Hayat Mecmuası

Şiir yazan, öykü yazan daha doğrusu edebiyatın içinde olan, insanın insanla çoğalmasını sağlayan sanatın yazın tarafında olan insanların yüreklerinde bir hüzün, bir özlem, bir hasret vardır desem asla yalan olmaz. Şair ve yazarlığın burada etkisi ise her insanın duyabildiği, hissedebildiği insan özgü duyguların dile gelmesini kağıda dökülmesini yapabilen bizlerin hayata ve yaşam sürecine bakışı, izlenimi elbette biraz daha farklıdır. Bu fark ise, normalde yazdığın bir mektubu, bir şiiri sadece yazdığın anne, baba, kardeş, dost, sevgili ve eş ise, sadece yazılan kişinin okumasını isterken, bizim tarafta ise herkesin okumasını istiyoruz.

Kitapta hayata dair kimi zaman renkli, kimi zaman gri, kimi zaman kendi içine gömülmüş öykülerin içinde umudun ve insan sevgisinin sıcaklığını her an hissediyorsunuz.

Güzel insan, dostum Tamer Karahan 'Hayat Mecmuası' adlı eserinde şöyle diyor yazar;

'Hayat sürecinde yapılabilecek şeyler yaşanabilecek olaylar hep anlamlıdır. Hayat bir nimettir. Bir çocuğun gözlerinde gülüşü görmek olmak bir nimettir. Aslında var olduğu ancak kaybedilince anladığımız şeylerin hepsi hayatın anlamıdır.
'

Çevremizdeki insanlara dikkat edelim, eğer başkalarına bir fayda sağlayacak, bir eylem yaratacak, yüzümüzde bir tebessüm yaratacak, bize ve toplumun geneline bir fayda sağlayacak bir şeyi bizimle paylaşıyorsa bilin ki o insan, doğru bir insan, dürüst bir insandır. Bu anlamda Tamer Ağabeyimin iyiliği yüreğinden akıyor. Kendisine tüm kalbimle diliyorum ki, tüm güzel şeyler sizi bulsun. Her şey gönlünüze göre olsun. Mükemmel birisiniz siz. Allah gönlünüze göre versin…[2022]

D. ALİ GÜLTEKİN / Aklımın Seyir Defteri

Bazı dostluklar ölümsüz olur. İşin içinde sanatsal bir bağ varsa o dostluk daha da bir farklı oluyor. Edebiyatın bana kazandırdığı çok değerli dostlukların birisi de, yazar şair dostum D. Ali Gültekin'dir. Çok farklı, sezgisel gücü geniş, hayal dünyasının ucu başı olmayan bir adam Gültekin... Aynı zamanda ressamlığı da olup, birçok defa resim sergileri açmıştır. Kitaplarında anlatamadığı, içinde kalanları yazıya dökemediklerini resimlerle anlatmak istemesi da ayrı bir bilginlik. O resimlerin bazılarına uzun uzun baktığım ama çoğu zaman ne anlatmak istediğini anlayamadım. Anladığım sadece kendi dünyam içinde yine kendime göre yorumlar yapmam olmuştu. Kimi renkleri çok belirgin, kimi renkler hızlı bir yolculuktaymış gibi canlı, kimi renklerinde cansız, yarılarda sadece bir iz olarak bıraktığını görmüştüm. O renklerden birisi kendisi, birisi aşık olduğu kadındı belki de… Tam olarak ne demek istediğini zaten asla çözemeyeceğimi biliyorum. Bazı resimlerinden ise hiçbir şey anlamadığımı da itiraf edeyim. Yaşadıkları kimi zaman renkli bir dünyaydı, kimi zaman rüya gibi hızlı aşklar yaşadığını biliyorum. Kimi zaman günün tam ortasında, güneşin tam içinde, kimiz zamanda gün batımının ufkunda, kimi zamanda gecenin zifiri karanlığında kendi dünyasının içinde saklı kaldığını çok iyi biliyorum. Her ne kadar aşk yazarı marka tescili bana ait olmuş olsa da, onun yanında aşktan filan konuşup haddimi aşmak istemiyorum! Hani olur ya, 'tecrüben kadar konuş' derse ben ne cevap vereceğimi bilemem. Yine şiirleri konusunda yorum yapmak, şiir üstüne konuşmakta istemem sadece dinlemek, bilgime bilgi katmak isterim. Zaten şiiri anlayan, şiirin dünya sürecini bilen birisi olan Mustafa Karaca bir sözünde şöyle demiştir Gültekin için; 'Şiirde bir Nazım'ı, bir de Ali Gültekin'i tanırım' böyle bir seviyede olan bir şairin şiirlerine yorum değil, sadece dinlemek gerekir. Sayın Hocam, Siz elbette çok daha tanınmış, çok daha etkin programlarda yer almışsınızdır, bunu hepimiz biliyoruz. Daha da başarılarınız artmasını gönülden diliyorum. Gün gelsin bu şehirde en çok sizin şiirleriniz okunsun. En geniş halk toplulukları sizi tanısın, tanıyor da zaten… [Yalnız burada börekçi dükkanını da unutmayalım diyorum.] bunu yazdığınız kitaplarla çoktan hak etmişsiniz..


Şiir demek, duygu demektir. Bir sevgiyi, bir özlemi, bir aşkı derinden hissedeceksiniz ki, ortaya kaliteli şiirler ve yazılar çıksın. Bir duyguyu hissetmeden, yaşamadan hiç kimse anlatamaz. Ayrıca yaşanan derin acıların, hüzünlerin ve sevinçlerin bir sanata dönüşebilmesi için bilgi de zorunludur. Bir sanata, bir şiire can verebilmek derin bir özlemin, hasretin, acının, sevincin ve bilginin varlığı da gerekir. Bu duygulardan biri eksik olduğunda ortaya çıkan şiirde olsa, yazı da olsa bir tarafı eksik, bir tarafı yarım yamalak, bir tarafı tatsız, tutsuz bir şey çıkar. Bu anlamda içinde insana dair derin duygular taşıyan Ali Gültekin'i kutluyorum.

Belki de unutup gideceğiz, kabullenip, unutacağız sevdaların ekonomik koşulların dışında, bağımsız olarak doğup, büyüdüğünü anlatan şiirler olmasa. Yandık demektir, aşksız, yangınsız, kavgasız olsak. Belki de bilemezdik o zaman bazı şeyleri hep eksik yaşardık, yaşamdan soyutlansa sevdalar, aşk olmasa. Yaşamın büyüsünü, anlamını, güzelliklerini anlatan şiirler iyi ki var…


Kimi zaman insan çok sever. Kimi zaman da karşılıksız sevdalara tutulur. Sevdiği kadar sevilemez çoğu zaman. Her sevda, kendine göre yeni bir dünya olsa da, aşk kimi zaman yaralar insanı. Ayrılıklar dünyayı başa yıkar, yıpratır insanı. En çok insana acı veren de, hak etmediği davranışlar olur. Acı olan arkadan vurulmalardır. Acı olan, gelip geçici hevesler uğruna, aldatılmasıdır. Acı olan, kendisine yalan söylenmesidir.

*D. Ali Güntekin tablosu

Gültekin kitabının ilk başında 'ben kimim' diye sorarak başlıyor. Kendi kişiliğinin anlamından yola çıkarak dünyanın ve yaşamın anlamını sorgulamaya devam ediyor. Başlarken adlı yazısında ise, yazmanın kendisi için vazgeçilmez bir eylem olduğunu anlatıyor. Kitap da, 'düşünmek', 'yazmak' gibi birçok başlık altında yazılarını toplamış. Kitap bir şiir, bir roman değil, deneme tarzı yazılarıyla dolu. Her sayfasında ayrı bir düşünce, ayrı bir bilgi, ayrı bir yorumu var. Okuyucuyu sıkmadan, bir çırpıda okunabilecek kıymetli bir eser. Kitabında ATATÜRK'le ilgili bir yazı ve alıntının da ayrıca mükemmel olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.

Kitap her alanda, içindeki özgür yazılarla, farklı düşüncelerle hayatı sorgulayan yönünle gerçekten mükemmel bir eser. Böyle bir eseri okur dünyasına kazandırdığın için tüm kalbimle teşekkür ediyorum. İmzalı kitabın kitaplığımın başköşesinde değil, okunması için elden ele dolaşacaktır. [2022]