Sosyal finans danışmanı


Aylardır bütün dünya insanları salgını birebir deneyimliyor. Maske, mesafe ve hijyen anlamında daha dikkatli davranıyor. 'Hayat eve sığar' sloganıyla, sokağa daha az çıkarak hayatlarını evden devam ettirmeye çalışıyor. Kimi her şeye rağmen hastalıktan kurtulamıyor hatta kayıplar da yaşıyor. Hepimizin de bildiği gibi dünya üzerinde 1 milyonun üzerinde insan maalesef bu yüzden hayatını kaybetti. Kaybetmeye de devam edilecek gibi duruyor!!! Bir de üstüne üstlük tabi afetlerle kayıplar, salgın dönemini bir o kadar daha zor yaşanır hale getiriyor.

Bu yaşananlar elbette birbirine bağlı ve bir gün sona erecek. Ancak aslında yazımın başlığında belirttiğim gibi daha vahim bir durum var. Bu durum belki de birçoğumuzun, daha farkına varamadığı bir gerçek. Bencilce, sadece bu dünyada kendi varmış gibi yaşamak salgını. Bu öyle bir salgın ki, uzun yıllardan beri bütün insanlığı tehdit ediyor. Hem de son derece ölümcül. Çünkü bütün dünyayı hükmü altına almış vaziyette. Serbest ticaret anlaşmalarından tutun bütün üretim birimlerine, tarımdan turizme, insanın olduğu her yerde adeta tüm canlı varlıkları yok etmeye yemin etmiş bir salgın. İşin daha da kötüsü Covid-19 u tespit için bir test yapılıyor, negatif veya pozitif bir sonuca ulaşıyor. Eğer pozitifseniz, karantina sürecine girerek sağlık bakanlığı tarafından ayağınıza kadar ilaçlarınız ulaştırılıyor. Önerilen kullanımlardan sonra eğer bağışıklık sisteminiz de iyi durumdaysa hastalığı atlatıyorsunuz. İnşallah aşısı da piyasaya sunulunca insanlar tamamen hastalıktan korunulan bir hale gelecek.

Ama benim bahsettiğim salgın bir türlü bitmiyor. Hatta öyle bir boyuta geldi ki buna kronik denebilir. Büyük usta, tiyatrocu Ferhan Şensoy'un bir sözü vardı yıllar önce dile getirdiği: 'Kriz anlıktır; ya ölürsünüz ya da iyileşirsiniz. 'Yaşadığımız bu dönem, yıllardır ağır kronik durumda. Çok doğru bir tespit. Her türlü bencilliğin zirve yaptığı bir dönem. Sadece 'BEN'... Ben kazanayım, ben rahat edeyim, benim evim, benim arabam... Yatırımlarımda en iyi getiri benim olsun, hiçbir fırsatı kaçırmayayım… Çocuklarım en iyi okula gitsin.... En iyi öğretmenler onlar için seferber olsun… Diğer insanlar da ne olursa olsun… Ama yeter ki ben zarar görmeyeyim…

Çok bencilce… Sizce de öyle değil mi?

Bir soru sormak istiyorum. Yaradılışta, sadece zengin insanların rahatça yaşamaları için mi bu dünya yaratıldı?

Bu son derece saçma bir durum. Bu çağda bu kadar doğal kaynaklara sahip bir dünyada bu bencillikle nereye kadar gidebilirisiniz? Size çok çarpıcı iki rakamsal bilgi vereceğim. Salgın sonrası, o sadece kendini düşünen kesim var ya servetleri ne oranda arttı biliyor musunuz? % 21. Peki, küresel borç toplamı nedir? Tam 272 trilyon dolar. Bir tarafta sadece 3 ay gibi kısa sürede meydana gelen ve dünya nüfusunun % 5'ine yakın bir kesim, servetlerini % 21 katlarken, öbür tarafta devasa büyüklükte borçlu bir dünya… Biraz daha paylaşımcı olsak diyorum. Çok değil hafif bir kıpardansa. Biraz daha diğer insanların da rahatça, insan gibi yaşamaları için bu çok mu zor? Meraktayım. Eminim bu adaletsizliğe benim gibi çoğunuz da dayanamıyorsunuz. Aslında çok kolay bir yöntemi var bu adaletsizliği çözmenin: Paylaşım… Lütfen biraz daha paylaşım yapalım. Saçma sapan hesaplamalar değil, ihtiyaçtan fazlasını paylaşmak; hepsi bu... 'İyi ama bunu nasıl yapacağım?' diyorsanız, biraz daha kendi kendinizin önünden çekilin derim. Daha az otokontrol yaparak,sizi engelleyen sizden kurtulun. Bencillikten uzak, yaşamdan aldığınız zevkin tadına varın.

Paylaşım kültürü bulaşıcıdır. Paylaştıkça, inanın size daha çok gelir.

Yeni bir yıla kavuştuk. Yolumuz zor; ama aşılmaz değil.

2021 yılında hepimize sağlık, sevgi ve umut dolu yeni bir yıl dilerim.

Sağlık ve sevgiyle kalın.