0

Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Koç Holding'in 53 ncü Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada 'Toplumsal kutuplaşmanın ve derinleşen görüş ayrılıklarının gecikmeden giderilmesi gerekiyor' demiş.

Koç'un Türkiye için yaptığı bu tespit Avrupa Birliği için de yapılıyor. Bir ekonomik ve güvenlik topluluğu olmayı hedefleyerek yola çıkılan Avrupa Birliği'nde de 2008 yılında yaşanmaya başlanan küresel krizden sonra ötekileştiren kutuplaşma politikaları ön plana çıktı. Diğer taraftan 2004 yılında Avrupa Birliği'nde 'Big Bang Enlargement' olarak adlandırılan 'Büyük Patlama Genişlemesi' dalgasının yaşandığı günlerde Bush yönetiminin tek yanlı olarak uygulamaya başladığı 'ABD'yi önceleyen politikalar' sonucu ortaya çıkan 'İki Batı' tanımlaması ötekileştirmeyi odaklaştıran bir süreç başladı.

Özellikle göçmenlik karşıtlığı, egemenlik, mezhep ve din eksenindeki çatışmalar sonucunda aidiyet arayışları, bu arayışların beslediği terör eylemleri birçok Avrupa ülkesinde ve Trump ile birlikte ABD'de milliyetçi, korumacı, ayrımcı ve ülke içine odaklanmış politikaları içeren sağcı siyasi akımların güçlenmesine neden oldu.

2008 yılında Avrupa Birliği ülkelerinde yükselen sağcı akımların beslediği ötekileştirme ve kutuplaştırma politikaları, Türkiye'nin de politik yapısını etkiledi. İktidarın bu tarihlerden sonra sesi, ötekileştirme ve kutuplaştırma ekseninde yükselmeye başladı.

Avrupa ülkelerinde yaşanan bu gelişmelerden yalnız Türkiye etkilenmedi. Belki de öteden beri var olan benzer akımlar, Trump ile birlikte halkın siyasal desteğine sahip ABD'nin yükselen değerleri olarak uygulanmaya başlandı.

Türkiye'de de ötekileştirme ve kutuplaştırma politikaları ve bunlara dayalı söylemler her tarafı sardı. Sivil toplum ve meslek örgütlerinde bile ötekileştirme politikaları demokrat kimliğe sahip olduğunu söyleyenlerce benimsendi.

ABD ve Avrupa ülkelerinde etkin olan böylesi bir küresel ortamda tehditlerden korunmak ve çıkabilecek bazı fırsatları kaçırmamak için Rahmi Koç konuşmasında şunları söylüyor: 'Öncelikle iç sorunlarımızı çözmemiz gerekiyor. Herşeyden önemlisi hepimizi üzen ve yoran toplumsal kutuplaşmanın ve derinleşen görüş ayrılıklarının, gecikmeden giderilmesi gerekmektedir. Cumhuriyet, Demokrasi, laiklik ve çağdaşlık gibi yıllardır ülkemizin saygınlığını artıran ve milletimizi bir arada tutan ilke ve değerlerin ön plana çıkarılarak, rasyonel ekonomik ve sosyal politikaların uygulanmasının yanında yapısal reformların yapılması elzemdir.'

Güçlü demografik altyapıya, dinamik ve girişimci iş dünyasına, özverili işgücüne ve cazip coğrafi konuma sahip olan Türkiye'nin dünyanın önde gelen ekonomilerinden biri olacağına inandıklarını vurgulayan Rahmi Koç, 'Bu özelliklerin yarattığı yüksek potansiyele olan inancımızla tüm belirsizliklere karşın son 5 yılda hız kesmeden devam ettiğimiz yatırımlarımız sayesinde, bu zorlu dönemlerden alnımızın akıyla çıkmayı başardık' diye konuştu.

Gerçekten tüm belirsizliklere rağmen Türkiye'nin güçlenmesi ötekileştiren ve toplumsal ayrıştırmaya neden olan kutuplaştırma politikalarından vazgeçilmelidir.