Özet: 213 sayılı VUK'a göre; tarh zamanaşımı 5 yıl olup, 5 yıl içerisinde herhangi bir şekilde yapılamayan inceleme ve takdir işlemleri daha sonra devam ettirilemez. Vergi alacağının doğduğu takvim yılını izleyen senenin başından başlayarak 5 yıl içerisinde mükelleflere tarh ve tebliğ edilemeyen vergiler, tarh zamanaşımına uğrar. Gerek vergi idaresi yönünden ve gerekse vergi mükellefleri açısından tarh zamanaşımı VUK md.114 hükmü tarafları bağlar.

Anahtar Kelimeler: Tarh zamanaşımı, vergi alacağı, tarh, tebliğ, vergi, Anayasa Mahkemesi kararı, vergi mükellefi, vergi incelemesi, takdir komisyonu.

I-GENEL BİLGİLER:

Bilindiği gibi, vergi inceleme elemanlarınca, vergi incelemesi sonuçlandırılmadan zamanaşımının bitmesine çok az zaman kala matrah takdiri için takdir komisyonuna dosyaların sevk edildiği sıklıkla yaşanmaktadır. Vergi hukukunda zamanaşımı genelde 5 yıldır.[1] Zamanaşımı tarh zamanaşımı ve tahsilat zamanaşımı olmak üzere 2'ye ayrılmaktadır. Bunlardan ilki tarh zamanaşımıdır. Tarh zamanaşımı ise vergi alacağının miktar olarak hesaplanması ile ilgili olup, bu konuda idare tarafından tarhiyat işlemlerinin mutlak surette 5 yıl içerisinde tamamlanması zorunludur. Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden takvim yılından başlayarak 5 yıl içerisinde mükellefe veya ceza sorumlusuna tarh ve tebliğ edilmeyen vergi ve cezalar zamanaşımına uğrar.[2]

Tarh ve tahakkuk etmiş vergilerin tahsil aşamasına geçilmesi ile beraber kesinleşen bir vergi alacağının vadelerinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içerisinde tahsil edilmemesi durumunda zamanaşımına uğrar.[3] İşte biz bu zamanaşımına tahsil zamanaşımı diyoruz.

II-TARH ZAMANAŞIMI:

Henüz vadesi gelmemiş vergilerin vade tarihinde, süresi geçmiş olanların tahakkuklarını takip eden bir ay içinde ödenmesi gerekir. İşte, bu süreler içinde ödeme yapılmadığında vadeyi takip eden yılın başından başlamak üzere 5 yıl içinde idarenin vergiyi tahsil etmesi veya tahsil etmek için harekete geçmesi gerekir. Aksi takdirde idarenin vergi alacağı zamanaşımına uğrar.[4]

Bilindiği üzere, matrah takdir yetkisine sahip inceleme elemanı, takdir yetkisinden imtina ederek, matrah takdiri için takdir komisyonuna başvuruda bulunması hukuki değildir. Zira, vergi uygulamasında bazı hallerde matrah takdiri ve tayini takdir ve tespit komisyonları tarafından yapılmaktadır. Bu komisyonların kuruluşu ve çalışma esaslarına ilişkin düzenlemeler 213 sayılı VUK md. 72-92 maddelerinde yer almaktadır. VUK'nun 73. maddesine göre takdir komisyonlarının seçimle gelen üyeleri, tüccarlar için ticaret odalarınca, diğer sanat ve meslek erbabı için mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasında veya haricen seçilir. Ticaret odası ve mesleki teşekkülü olmayan yerlerde seçim belediyece yapılır. Takdir komisyonları yetkili makamlardan istenen matrah takdirlerini yapmak ve vergi kanunlarında yazılı fiyat, kıymet vb. hususları takdir etmekle görevlidir. Komisyonlar bu görevini yaparken ortada takdir nedeni olup olmadığını araştırmak zorundadır. Takdir nedeni yoksa vergi dairesine dosyayı iade etme hakları vardır. Komisyonlar, bu görevlerini yaparken 213 sayılı VUK'nun vergi incelemesi yetkisine sahiptirler. VUK 76. madde hükmüne göre takdir olunan matrah mükellefin beyanından düşük olamaz. Takdir komisyonları matrah takdiri sırasında 213 sayılı VUK md.31,74 hükümlerine göre mükellefin defter, kayıt ve belgelerini incelemek zorundadır.[5] Neticede, verilecek takdir komisyonu kararından kararın gerekçesi, dayanakları vs. hususlar mutlak surette kararda yer almak zorundadır.[6]

Vergi incelemesi sonucu saptanan resen takdir nedenine göre matrahın takdir komisyonuna gönderilmesinin zamanaşımını durdurup durdurmayacağı tartışmalıdır. Biz vergi incelemesi ve takdir komisyonuna sevk işlemlerinin birlikte yapılamayacağı görüşündeyiz. VUK'nun 30. maddesinde 'inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı resen takdir olunmuş sayılır' hükmü vardır. Bu hükme göre inceleme elemanının takdir komisyonu yerine matrah takdir etme yetkisi vardır. Dolayısıyla matrah takdiri için, bu takdir yetkisinin kullanılmaması ve takdir komisyonuna başvurulmasının yasal dayanağı yoktur.[7]

Diğer yandan, beyannamenin verilmemesi gibi bazı takdir nedenleri dışındaki takdir nedenleri vergi incelemesi ile saptanabilir. Vergi incelemesini hemen başında örneğin defterin tasdik edilmemesi gibi bir takdir nedeni saptanmamışsa, matrahın takdir komisyonuna gönderilmesi için vergi dairesine yazı yazılması ve zamanaşımı dolduktan sonra incelemenin tamamlanıp inceleme raporuna bağlanması ve bu inceleme raporuna göre takdir komisyonunun matrah takdir etmesi böylece zamanaşımının uzatılması mümkün değildir. Bu durumda incelemeye başlamanın zamanaşımını durduğu anlamında bir uygulama yaratılmış olur. Oysa VUK'nın 114. maddesinde ancak takdir komisyonuna başvurma işleminin zamanaşımını durduracağı hükme bağlanmıştır. Bunun dışındaki nedenlerle zamanaşımını durdurmanın, dolayısıyla uzatmanın yasal dayanağı olamaz.[8]

Yarın: Tarh zamanaşımı 5 yılın üzerine çıkarılamaz
------------

[1] 213 sayılı VUK md. 113, 114.

[2] KIZILOT Şükrü – ŞENYÜZ Doğan – TAŞ Metin – DÖNMEZ Recai, Vergi Hukuku, Yaklaşım Yayıncılık, Ekim 2006, s.195-199.

[3] Bkz. ÖZYER M.Ali, Vergi Usul Kanunu, 4. Baskı, Mart 2008, HUD Yayını, s.257

[4] İzmir 1. Vergi Mahkemesi kararı, 13.12.2012 gün ve E:2012/653-K:2012/1625 sayılı karar. Bu kararda, tarhiyatın hüküm ifade edebilmesi için vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yılı takip eden yıldan başlamak üzere 5 yıl içinde tarh edilip tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmekle birlikte bu süreyi kesen herhangi bir sebep belirtilmeyip yalnızca matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımı süresini en fazla 1 yıl durduracağı belirtilmiştir. Takdir komisyonuna başvurunun bu imkanı sağlaması için 5 yıllık tarh zamanaşımı süresi içerisinde yapılması gerektiği de açıktır.

[5] Yargıya yansıyan bir uyuşmazlıkta zamanaşımının bitmesine çok kısa bir süre kala sahte fatura kullandığı iddiasıyla bir mükellef hakkında kullandığı faturalar takdire sevk edilmiştir. Takdir komisyonuna sevk edilmiş neticede yapılan cezalı tarhiyata karşı açılan dava hukuka aykırı olduğu için iptal ettirilmiştir. Bkz. İzmir 1. Vergi Mahkemesi kararı, 12.01.2012 gün ve E:2011/1084-K:2012/70 sayılı karar.

[6] ÜREL Gürol, Güncel Vergi Usul Kanunu Uygulaması, 2. Baskı, Maliye ve Hukuku Yayınları, s.183-185.

[7] Bkz. İzmir 1. Vergi Mahkemesi kararı, 13.12.2012 gün ve E:2012/654-K:2012/1623 sayılı kararı. Yine bu kararda da; vergi müfettişi vergi incelemesini 5 yıl içerisinde tamamlayamamış olup, 2006 yılı ile ilgili cezalı tarhiyatı 31.12.2011'de takdir komisyonuna sevk edip, 2012 yılında mükellefe takdir komisyonu kararına istinaden cezalı tarhiyat önerilmiştir. Açılan davada da yapılan cezalı tarhiyat iptal edilmiştir.

[8] ÇAKMAK Şefik, 'Matrahın Takdir Komisyonuna Gönderilmesi İle Duran Zamanaşımı Süresi, Anayasa Mahkemesinin 8.1.2010 Tarihli Kararı İle VUK'nun 11. Maddesinin 2. Fıkrasının İptal Edilmesi, 1.8.2010 Tarihinde Resmi Gazetede Yayımlanan 6009 Sayılı Yasa İle VUK'nun 114. Maddesine Eklenen Fıkra Ve VUK Geçici 28. Madde Hükmü', Oluş Mali Hukuk Bürosu, 15.01.2011 tarih ve IV/128 sayılı sirküler.