0

Bilindiği üzere, vergi incelemesi sırasında mükelleften defetr ve belge isteme yazısı uygulamada (2) kez mükellefe tebliğ edilmesi ve buna göre sonucun belirlenmesi gerekmektedir. Özellikle, gizleme fiili, iddiasıyla mükelleflerin defter ve belgelerini müfettişe sunmadığı iddiasıyla gizleme fiili ile işlenen vergi kaçakçılığı suçunun oluşması, defter ve belgelerin vergi incelemesi için talep edilmiş ve mükellef tarafından ibraz edilmemiş olmasına bağlıdır. 213 sayılı VUK md. 134 hükmüne göre vergi incelemesinin amacı ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve temin etmektir. VUK md.135 hükmüne göre vergi incelemesi ile ilgili incelemeye yetkili olan mercilere defter, kayıt ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde, VUK md.359/a-2 hükmüne göre düzenlenen gizleme şeklindeki vergi kaçakçılık suçu oluşabilmektedir.

3568 sayılı yasaya göre YMM'lerin sınırlı yetkilerine dayanılarak istedikleri defter ve belgelerin ibraz edilmemesi ise gizleme kapsamında değerlendirilmez. Ancak, durumun vergi dairesine bildirilmesi halinde vergi dairesi tarafından defter ve belgelerini YMM'e ibraz etmeyen ilgili hakkında VUK'nun mük.355.maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilir.

Suçun oluşumu için defter ve belgelerin vergi incelemesi için ve inceleme sırasında istenilmesi gerekir. Örneğin, defter ve belgelerin vergi incelemesi için değil de, mükellefin işini terk etmesinden dolayı iptali için istenilmesi durumunda gizleme şeklindeki vergi kaçakçılığı suçu oluşmaz.

Öte yandan, yoklama ve arama sırasında defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, YMM'lerin VUK'Nun 256.maddesinden kaynaklanan sınırlı yetklilerine dayanarak istedikleri defter ve belgelerin ibraz edilmemesi veya yetkili vergi inceleme elemanları tarafından istenilmiş olmakla birlikte vergi incelemesi haricinde bir amaç için istenilen defter ve belgelerin ilgililere sunulmaması hallerinde gizleme şeklindeki vergi kaçakçılığı suçundan söz edilemez.

Özetle, bir fiilin gizleme olarak değerlendirilmesi için;

1) Defter ve belgelerin varlığının noter tasdik kayıtlarıyla sabit olması

2) Defter ve belgelerin düzenlenme, koruma ve ibraz zorunluluğunun mecbur olması(örneğin defteri kebir için böyle bir zorunluluk yoktur)

3) İbrazın vergi incelemesi konu ve kapsamında talep edilmiş olması

4) Defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kişilerce inceleme amaçlı istenilmiş olması

5) İbraz isteminin muhafaza süresi içerisinde yapılması

6) İbraz edilmesi için süre verilmesi

7) İbraz yazının mutlak surette yetkili kişi veya kişilere usulüne uygun tebliğ edilmiş olması

8) İlk ibraz talebinin ardından özel usulsüzlük cezası kesilmesi ve ibraz için tekrar bir süre verilmiş olması

9) İbraz edilmeme halinde bunun haklı bir nedene dayanmaması

10) Defter ibraz yazısının mutlak surette 5 yıllık tarh zamanaşımı içerisinde yapılmış olması

11) Tarh zamanaşımı (yani 5 yılı geçtikten sonra) defter ve belge ibraz yazısı tebliğ edilemez. (Örneğin 2017 yılı içerisinde 2011 yılı defter ve belgeleri istenilemez)

12) Gerçek ve tüzel kişilere defter ve belge istem yazısı usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden, defter ve belgelerin ibraz edilemediği ileri sürülerek resen tarhiyat yapılamaz. (Bkz. Dnş.4.D. kararı, 15/3/2004 gün ve E:2003/1233-K:2004/461 sayılı karar)

Sonuç olarak, defter ve belge ibraz yazıları son derece önemli olup, bu yazıları süresi içerisinde yanıt verilmelidir. Bu yazılar üzerinde dikkatlice durulmalıdır. Yazıların gerekleri mutlaka yerine getirilmelidir.[1] Defter ve belge ibraz yazılarına yanıt verilmemesi halinde bunu hukuki, cezai ve vergisel sonuçları bulunmaktadır. Asliye ceza mahkemesi ve cezalı tarhiyatlar açısından konu çok çok önem taşımaktadır. Bu nedenle, defter ve belge ibraz yazılarının süresi içerisinde gereklerinin ilgili mercilere sunulması gerekir. Defter ve belge ibrazı müddeti içerisinde yapılamıyorsa bunun nedenleri ilgililere iletilmelidir. (Mücbir sebep hali, defter ve belgelerin zayi, defter ve belgelerin hiçbir şekilde notere tasdik ettirilmemiş olmaması)


[1] Bkz. AĞAR Serkan, Vergi Kaçaklığı Kapsamında Defter ve Belgelerin İbraz Etmeme Suçu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, s.120