0

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yaratılan katma değerlerle oluşan birikimlerin eseri olan başta Ziraat Bankası olmak üzere önemli kuruluşların, Kanun Hükmündeki Kararname ile Türkiye Varlık Fonu'na devredilmeleri gündemin ana konusu oldu.

Medyada yer alan değerlendirme ve eleştirilerde Referandum nedeniyle siyasi boyut ön plana çıktı. Referandumda 'Anayasaya Hayır' siyaseti yapanlar ağırlık olarak bu değerlendirmeleri benimsediler. Sosyal medyada oluşturulan tüm ağlarda bu değerlendirmeleri yaydılar.

Medyada ve siyaset arenasında oluşan hava nedeniyle 'Türkiye Varlık Fonu'nun oluşumu, denetimi ve diğer konular teknik açıdan değerlendirilemedi. Türkiye Varlık Fonu'nuna ilişkin konuları teknik açıdan açıklayanlar ise ideolojik olarak eleştirildi. Eleştirenler bilgi sahibi olmadan sahip oldukları fikirleri ileri sürünce, bilgi sahipleri de susmayı tercih ettiler.

Kısaca Türkiye Varlık Fonu adıyla tanımlanan Fon; 19.08.2016 tarihinde TBMM'de kabul edilen 6741 sayılı Kanunla kurulan 'Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi'dir. Bu şirket hem portföy yönetimi hem de yatırım fonları ihraç eden bir yapıya sahiptir. Kanuna göre yönetmek üzere devraldığı varlık ve haklar fon şirketinin mal varlığından ayrıdır. Türkiye Varlık Fonu'nun mal varlığı, yetkili olduğu faaliyetler dışında teminat gösterilemez ve rehnedilemez, başka bir amaçla tasarruf edilemez.

Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi'nin yapısı ve işleyişi Bakanlar Kurulu'nun 9 Kasım 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 17.10.2016 tarih ve 2016/9429 sayılı kararında düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre denetim üç kanaldan gerçekleştirilecektir. Hem fon şirketi hem de kurulacak alt fonlar ve diğer şirketler, bağımsız denetime tabi olacak ve 6362 sayılı Kanun kapsamında kurumsal yönetim düzenlemelerine uyulacaktır. İkinci denetim kanalında denetim; Başbakan tarafından atanacak uzmanlaşmış üç merkezi denetim elemanı tarafından bağımsız denetim standartlarına göre gerçekleştirilecektir. Üçüncü denetim kanalı ise diğer iki denetim kanalında hazırlanan denetim raporları üzerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda tartışılarak yapılacak yasama denetimidir.

Türkiye Varlık Fonu üzerinde yapılacak tartışmalarda düzenlemelerin sağlıklı yürütülmesi ve denetim sonucunda kurumsal yönetim esasları olan şeffaflık ve hesap verilebilirliğin ulusal çıkarları koruyarak sağlanabilmesi için bazı önlemlere ilişkin düzenlemelerinde Bakanlar Kurulu tarafından karar altına alınması gerekmektedir. Örneğin, bağımsız denetimler tek bir firma tarafından değil, her fon ve şirket farklı denetim firması tarafından gerçekleştirilmelidir. Büyük ölçekli denetimlerde yabancı kökenli denetim şirketlerinin ulusal denetim firması ile işbirliği yapmaları zorunluluğu getirilmelidir. Bu konuda ortaya konacak düşünce birikimi, şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin etkisini güçlendirecektir. Ok yaydan çıkmış Türkiye Varlık Fonu kurulmuş ve önemli varlıkların devredilmesi kanunlaşmıştır. Bu nedenle kamu yararını korumak için olası aksamaları ve gerekli önlemleri tartışmak ön planda tutulmalıdır.