0

Zaman zaman belediyeler tarafından bölgesine bağlı cadde, sokak ve hatta bulvar isimleri veya numaraları değiştirilebilmektedir. Böyle bir değişiklik olduğunda bunun mükellefler tarafından kullanılan fatura, irsaliye veya şirketlerde imza sirküleri üzerinde etkisi ne şekilde olacaktır? Çoğu zaman bu soru gündeme gelmektedir. Hatta, belediyeler tarafından yapılan bu değişikliklerin mükelleflerin ticaret sicil kayıtları üzerinde etkisi de söz konusu olabilmektedir.

Bir mükellefin ait olduğu vergi dairesine bir başka vergi dairesine faaliyet alanına işyerini nakletmesi halinde elindeki mevcut belgeleri yeni geldiği vergi dairesi sınırları içerisinde kullanması mümkün görünmektedir. Burada kullanılan belgeler üzerine yeni adresin yazılması yeterli olabilecektir. Aynı şekilde, mükellefin adresinin belediye meclisi tarafından alınan karar gereğince değişmesi durumunda, elindeki mevcut belgeleri kullanabilecektir. Bu belgeler üzerine yeni bir kaşe basılmak suretiyle mevcut belgelerin kullanılması olasıdır. Diğer taraftan, belediye tarafından alınan karar doğrultusunda mükellefin faaliyette bulunduğu sokağın adının ya da numarasının değiştirilmesi halinde mükellefin kullandığı vergi levhası, ticari defterler, irsaliyeli fatura vb. belgelerle değiştirilmesi veya yeni bir belge bastırılması söz konusu olmayacaktır.

Öte yandan, mükellefin (A) vergi dairesine kayıtlı olarak mükellefiyetini devam ettirmekteyken işyerini (B) vergi dairesinin sınırları içerisine nakil etmesi durumunda yeni geldiği vergi dairesinde aynı belgeleri kullanmaya devam edebilecektir. Hatta, yeni geldiği vergi dairesi açısından ise eski vergi dairesindeki verdiği bütün belgeleri (nüfus, ikametgah, ana sözleşme, imza sirküleri gibi belgeleri) yeni geldiği vergi dairesine sunmasına gerek bulunmamaktadır. Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir özelgede, mükellefin adres nakletmesi halinde yeni geldiği vergi dairesinde, nüfus, ikametgah, ana sözleşme, imza sirküleri gibi belgelerin önceki vergi dairesinde var olması nedeniyle yeni geldiği vergi dairesi açısından aynı belgeleri buraya tekrar sunmasına gerek olmadığı yönünde özelge verilmiştir. Gerçekten de aynı belgelerin tekrar tekrar yeni vergi dairesine sunulması bürokrasiyi arttıracağı gibi ayrıca da mükellefin dosyasının şişmesine de neden olabilecektir. Kaldı ki, VEDOS sistemi kapsamında mükelleflerin birçok kayıtlı bilgileri dijital ortamda korunmaktadır. Diğer yandan, pek çok Vergi Dairesi Başkanlıkları yerel ticaret odaları ile veya yerel ticaret sicil müdürlükleri ile bilgi paylaşımı protokolleri yapmak suretiyle ticaret sicil bilgileri vergi dairelerine veya vergi dairesi bilgileri ticaret sicil müdürlüklerine elektronik ortamda transfer edilebilmektedir(1). Böylece iki kurum arasındaki yazışmalar ortadan kaldırılmakta ve bilgi akışı elektronik ortamda gerçekleştirilebilmektedir.

Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen bir kararda; nakliyecilik yaptığı aracı vergi borcu dolayısıyla vergi dairesi tarafından haczedilerek yediemine teslim edilen bir mükellefin, haciz tarihi itibariyle mükellefiyet kaydının silinmesinin gerektiğine karar verilmiştir(2).

Vergi uygulamasında işyeri nakli konusu iş veya teşebbüsün bir yerden başka bir yere nakledilmesi adres değişikliği olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, mükellefin adresi ve işyeri sabit iken sadece belediye meclisi kararı ile adres veya sokak isminin değiştirilmesi mükellef açısından işyeri nakli olarak değerlendirilemez. Yasal düzenleme gereği işe başlama veya işyeri nakli halinde bildirimlerin süreleri açıklanmıştır. Bildirimlerin zamanından yapılmasının cezai müeyyidesi de yine 213 sayılı yasada açıkça düzenlenmiştir.

Diğer taraftan, yasal düzenleme gereği mükellefin VUK 101. maddesine göre yazılı olan bilinen iş veya ikametgah adresinin değişmesi halinde yeni adreslerini vergi dairesine bildirilmesi zorunludur. Adreslerden sadece birinin değişmesi halinde de bildirimde de bulunulmalıdır. Örneğin, işyeri değişmeyen ancak ikametgah adresi değişen bir mükellefin bu durumu da bildirmesi gerekir.

Adres değişikliği bildirecek olanlar işe başlamayı bildirecek olanlarla sınırlı değildir. Zira kanun adres değişikliği bildirimini 153. madde ile sınırlı tutmamıştır. Ayrıca 157. maddenin atıf yaptığı, bilinen adreslerin sayıldığı 101. madde bütün mükellefleri kapsamaktadır. Bu nedenle emlak vergisi veya çevre temizlik vergisi açısından da adres değişikliğinin bildirilmesi gerekir.

Daha önce kazançları götürü usulde tespit edilen mükelleflerin adres değişikliği karnelerine işletmeleri bildirme yerine geçmekteydi. 4369 sayılı kanunla götürü usulde vergilendirilenlerin basit usul adı altında vergilendirilmeleri yönünde yapılan değişiklikten sonra basit usulde vergilendirilenlerin karne almaları gerekmeyeceği için bunlar da (diğer ücret kapsamında vergilendirilenler dahil) bildirimi gerçek usulde vergilendirilen mükellefler gibi yazılı olarak yapacaklardır.

Kimi zamanda ise Maliye Bakanlığı tarafından vergi dairelerinin kapatılarak yeni vergi daireleri açılmaktadır. Bu şekilde kapatılan vergi dairelerinin yerine yenileri kurulabilmektedir. Eski vergi dairesine kayıtlı olan mükellef, elindeki mevcut fatura ve diğer kıymetli evrakları kaşe yaptırmak suretiyle yeni vergi dairesi bilgileri bu kaşeye uyarlayıp mevcut belgelerini kullanabilmektedir.


(1) İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı ile İzmir Ticaret Odası böyle bir protokolü Ekim 2008 de imzalamıştır.

(2) Dnş. 4. D. nin 19.09.2005 gün ve E:2004/2428-K:2005/1543 sayılı kararı.