Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 'Yeni Ekonomi Programı' (YEP) adı altında açıkladığı 'Orta Vadeli Program' ile Hükümetin gelecek 3 yıl için öngörülen vizyonunu ortaya koydu. Bakan; YEP adı altında açıklanan programdaki vizyonun 'Dengelenme, Değişim ve Disiplin'olmak üzere üç ilkeye bağlı olduğunu söyledi.

Program vizyonunun üç ilkeye dayanmasının amacı; yılbaşından bu yana, TL'nin ABD Doları karşısında değerinde yitirdiği yüzde 40'ın etkilerini azaltmak ve geleceği tayin edecek beklenti hedeflerine odaklanmaktır. Bu yaklaşımın nedeni olarak, son 5 yılda ortalama yüzde 6 civarında yıllık büyüme hızına ulaşan Türkiye ekonomisindeki gelişmeye rağmen; özellikle özel sektörün kısa vadeli dış borç yükü ve hızla yükselen enflasyonun yarattığı baskı sonucunda TL'nin değerini koruyamaması gösterilmiş. Makro açıdan yorumlayacak olursak YEP, aslında iktidarın parlamenter sistem ile yüzleşerek özeleştiri anlayışına dayanıyor.

YEP'e göre dengelenme, ekonominin kademeli olarak 2021'e kadar hız kesmesi ile sağlanacak. 2018 - 2021 dönemi için makroekonomik hedefleri kapsayan YEP'te, 2017'de yüzde 7,3'lük büyüme yakalayan ekonominin, 2018 yılında (bu yıl) yüzde 3,8'e, 2019'a ise yüzde 2,3'e düşeceği öngörülmüş. Bu hedefe göre 2018 yılının ilk yarısı yüzde 6,3 ortalamayla gerçekleşen büyümenin yıllık ortalama yüzde 3,8 olabilmesi için 2018 yılının ikinci yarısında büyümenin yaklaşık olarak yüzde 1,3 olması beklentisi öngörülüyor.

Bakan Albayrak, büyüme hızında öngörülen yavaşlama 'dengelenme stratejisinin' bir parçası olup, 2021'den itibaren ekonominin sürdürülebilir ve güçlü büyüme trendine girmesi için çalışacaklarını söyledi. Bu söyleme ve üçüncü çeyrekte beklenen verilere göre bu yılın son çeyreğinde, yani bugünden itibaren yüzde 0,4 ile 0,5 arasında bir büyüme beklenmektedir. Bu da küçülme demektir.

Büyümedeki küçülme işsizlik oranının yükselmesine neden olacak. Bu da işsizliğin beklenen yüzde 12,1'den daha fazla artmasına neden olacak. Artan işsizlik beraberinde satın alma gücünde eksiltme getirecektir. Bu durum yeni sıkıntılara neden olacak, küçülmeden büyümeye geçiş için yeni politikalara ihtiyaç kaçınılmaz bir gerçek olacak. Eğer program 2019 yılına girerken yenilenmezse, 2019 yılının ilk yarısında eksi büyüme yaşanırsa işsizlik oranı kontrol edilemeyecek seviyelerde artabilir. Böylesi bir gelişme açıklanan programa güveni azaltacağından büyümeye geçiş sancılı olacaktır.

Disiplinamacıyla 75,9 milyar Türk Liralık tasarruf tedbiri öngörülmüş. Bunun 16 milyar Türk Liralık kısmı geliri artışı, 59,9 milyar kısmı ise harcama kesintisi ile sağlanacağı tahmin edilmektedir. Harcama kesintilerin niteliğine bakıldığında 30,9 milyarın yatırımların, 13,7 milyar Türk Lirası üretimi etkileyen teşviklerin, 10 milyarı ise sosyal güvenlik harcamalarının azaltılmasından sağlanacağı görülmektedir. 16 milyarlık gelir artış vergilerin artırılmasıyla sağlanırsa, daralmanın boyutu daha da artacak demektir.

Değişim amacıyla öngörülen yeni yapıların kapsamını görmeden bir yorumda bulunmak şimdilik erken. Yukarıda yaptığım açıklamaların amacı YEP'i eleştirmek değil. Sonradan açıklanacağı söylenen eylem planı hazırlanırken bu olasılıkların da dikkate alınmasıdır.