Seçime iki hafta kaldı. Ekranlarda Cumhur İttifakını oluşturan partilerle Milletin İttifakını oluşturan partilerin ve Cumhurbaşkanı adaylarının propaganda faaliyetlerini izliyoruz. Diğer taraftan her gece haber programlarında aynı kişileri farklı televizyonlarda tahmine dayalı (araştırma yapılmış hissi vermeyen) kamuoyu yoklamalarını içeren yorumları dinliyoruz.

İzlediğimiz söz konusu seçim propagandaları; Cumhurbaşkanı seçiminin birinci turda biteceğini göstermiyor. Kimin iktidar olacağını da açıkça ortaya koymuyor.

Bu görünüm siyasetin renginin belirginleşmediğini gösteriyor. Buda seçimde hangi vaatlerin ve hangi politikaların seçmeni etkileyeceği noktasındaki belirsizliğini koruyor.

Bu seçim bugüne kadar yaşanmış seçimlerden çok farklı. Bir taraftan Hükümet Sistemi değişiyor. Diğer taraftan Yeni Hükümet Sisteminde özgürlük ve güvenlik dengesinin nasıl korunacağına ilişkin hukuk güvenliği halka yansımış değil. Bu belirsizlikte Ramazan ayının da etkisi olabilir. Ekonomide yaşanan sıkıntıların halkın cebini yangına çevirmesinin de etkisi olabilir. İktidarın seçime giderken sağladığı avantajlar, şu ana kadar iktidara siyasal getiri sağlayacak bir etkide görünmüyor. Gerçek görünüm belki Bayram sonrası seçime bir hafta kala belirginleşebilir. Ama şu ana kadar yaşanan sessizlik hayra alamet değildir.

ISINAN EKONOMİ

Ekonomi küresel piyasaların da etkisiyle ve iç dengelerin bozulmaya başlamasıyla artan bir ivmeyle ısınıyor. Isınma sürecinde bir taraftan Türk Lirasındaki değer kaybı, diğer taraftan enflasyondaki artış durdurulamıyor. Döviz kuru ile enflasyon artışındaki paradoks faizdeki zorunlu artış sonucunda ekonomideki ısınmayı arttırması ile ortaya çıkan buharlaşma olgusu her yerde yaşanıyor: Evde, pazarda, iş dünyasında ve ekonomideki sıkıntılar…

Buharlaşmaya neden olan ekonomideki ısınma arttıkça alınması olası önlemlerin etkili olma şansını zora sokuyor.

Seçimin sonuçları ekonomideki ısınmayı etkileyecek. Ekonomide yaşanan i ısınma da seçimin sonucunu belirlenmesinde önemli bir rol oynayacak!...