Kalkınma, ekonomik büyümenin çok ötesinde bir toplumsal gelişme düzeyini, başta insan olmak üzere her varlığın sosyo-ekonomik gelişmeye katılmasını, ondan nasibini almasına olanak sağlar. Sosyal hakların kalkınma süreci ile genişleyen bir yapıda olması şarttır. Bu haklardan başlıcaları eğitim, istihdam ve barınma olanaklarına erişim, bakım ve sağlık hizmetlerinden yararlanma, adaletli gelir dağılımına sahip bir toplum olmanın göstergesidir.

Sürdürülebilir kalkınma için toplumsal barış, yukarda açıkladığımız sosyal haklarla sağlanır. Bu sosyal haklar içinde insanca yaşam için iş sahibi olmayı sağlayan istihdam, kadınlar ve erkekler arasında denge sağlanarak eşitsizliği ortadan kaldırabilecek nitelikte olmalıdır.

Nüfusumuzun yarısından fazlasını oluşturan kadınların; sağlık, eğitim gibi hizmetlerden ve Türkiye'de yaratılan katma değerden hak ettikleri payı almalarının altyapısını oluşturmak toplumsal insanca yaşamın ön şartıdır

Kadınlara mesleki eğitim ve maddi destek verilerek, girişimci olmaları desteklenmelidir. Kadının tüm kamusal karar mekanizmalarında, yerel ve merkezi yönetimlerde hakkettiği ölçüde katılımını sağlamak için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu amaçla çalışan sivil toplum örgütleri desteklenmelidir.