0

Yaklaşık 10 yıl önce, henüz 25 yaşındaki acemi bir avukat olan bana bu köşeyi gösterdi Prof. Dr. Şükrü KIZILOT.


'Yaz'
dedi, 'Yazarken öğrenirsin, yazarsan unutmazsın.'


Bu nedenle Şükrü Hoca'yı, yıllarca yazılarıma yer veren ve bende önemli bir yeri olan Hürses Gazetesi'nde anmak istedim.


Hepimizin Hayatında Dokundu


Kendi adıma; bana hocalık, ustalık, rehberlik hatta yeri geldiğinde ağabeylik, babalık yapmış olan Şükrü Hoca'dan bir şeyler öğrenmiş olmak büyük bir şans.


Ama o, yalnızca yakınındakilere değil tüm Türkiye'nin hayatına dokundu.


Devlet dairelerinde, özel sektörde, akademik camiada 'işini iyi yapan' o kadar çok kişiyi yetiştirmiştir ki saymakla bitmez.


'Asık suratlı' ve anlaşılmaz görünen vergiyi, güler yüzle ve mizah da katarak, sade vatandaşın anlayacağı şekilde anlattı.


'Anlaşılmayan' ya da 'anlatılmayan' ama toplumun önemli kesimini etkileyecek haksız, hukuksuz düzenleme ve uygulamaları 'güçlü kalemiyle' gündeme getirdi. Bazen tek başına savaşarak, değişmesi gereken kanun ve uygulamaların değişmesini sağladı.


Böylece belki onu hiç okumamış olanlara hatta ismini duymamışlara dahi sayısız faydası olmuştur.

'Bilgisiyle' Zirveye Yerleşti


Günde sadece 3-4 saat uykuyla bıkmadan, hep aynı heyecanı taşıyarak üretirdi. Onlarca cilt kitap, binlerce makale böyle yazılmıştı.


Şunun yanında veya bunun karşısında olmasıyla değil; sayısız zorluktan geçerek, çalışarak ve tam anlamıyla hak ederek, 'bilgisiyle' zirveye yerleşmişti.


İşte bu nedenle 'yalnızca bileğinin hakkıyla bir yerlere gelinemeyeceği' tezinin antitezi, bilginin gücü ve bilimin zaferinin somut kanıtıydı. Aynı yoldan gitmek isteyenlere cesaret verici, müthiş bir örnekti.

Yarım Kaldık


Bunlar; 'Şükrü Hoca sayesinde olanların' ve maalesef 'onun yokluğunda olamayacakların' bazıları.


Yapacakları, yazacakları, söyleyecekleri, anlatacakları daha bitmemişti.


Böylesine kıymetli ve yeri doldurulmayacak bir insanı kaybetmek hepimizi yarım bıraktı.


Mekanı cennet olsun...