Yoksullukla mücadele ve fırsat eşitliği

Yoksullukla mücadelede özel sektörde faaliyette bulunan şirketlerin (işletmelerin) bir yöntem olarak kullandıkları 'sosyal sorumluluk kampanyalarının' önemi ve verimliliği araştırılmaktadır. Fazla geçmişi olmayan bu mücadele yönteminin genel tanımı ve tarihi gelişimi dünya düzeyinde, Amerika, Avrupa ve Türkiye'deki uygulamalar incelenerek açıklanmaktadır.

Bu yaklaşımda yoksulluğun azaltılmasında başarılı sonuçlar alınmıştır. Ayrıca sosyal sorumluluk kampanyaları süresince firmaların hem kar oranlarını artırdığı hem de tüketicilerde marka bilincini geliştirdiği görülmüştür. Bu nedenle kampanyaya katılan her aktör/özne bu girişimden kazançlı çıkmaktadır. Böylece 'Sosyal sorumluluk kampanyaları' sayesinde yoksullukla mücadele yöntemi zenginleşmiş oldu. Gelecekte büyük firmalar arasında 'sosyal içerikli pazarlama' üzerinde rekabetin oluşması beklenmektedir(1).

Yoksullar, yeterli yiyeceği ve temiz suyu olmayan evsiz ya da kalacağı yeri olmayan; eğitim ve sağlık bakımına erişimi zor, ekonomik, fiziki veya psikolojik şiddete maruz insanlardır. Yoksullar ve çocukları genelde yeterince temizlenemedikleri için bulaşıcı hastalıklara yakalanmaları olasılığı yüksektir. Bu nedenle yoksullar yalnız kendileri için tehlike taşımazlar, aynı zamanda yaşadıkları çevredeki insanlar için de tehlike taşımaktadırlar. Yoksulluk toplumda, huzur, istikrar ve barışı bozabilecek güce sahiptir ve yolsuzluğa yol açar(2).

Makro açıdan yoksulluğun giderilebilmesi iki yolla gerçekleşebilir. İlki ekonomiyi büyütmek ve herkesle birlikte yoksulların da pastadan aldığı payın artmasını sağlamaktır. İkinci yol, gelir dağılımının yoksullar lehine değiştirilmesidir(3). Çağdaş politik çatışmada, saf ve verimli yeniden dağıtımın eski dağıtım yöntemi arasındaki ayrım genellikle mütevazı bir ölçekte yeniden dağıtım ve büyük ölçekte yeniden dağıtım arasındaki ayrımla bağlantılı olup gerçekleştirilmesi zordur(4).