Unutmadık Atam seni...
SELÂNİK'in eski Türk mahallesindeki dar sokak içinde, önünde bir avlusu bulunan mütevazi, küçük bir ev vardı, işte o evde; Türk'ü, öz benliğine kavuşturan, koca bir imparatorluğun küllerinden yeni Türk devleti kuran eşsiz bir Türk Milliyetçisi ATATÜRK doğdu...
Halis kan Türk kadını olan Zübeyde annemiz, Atatürk'ü dünyaya getirdiği zaman, kendilerinin de bilmedikleri halde, doğa tarafından büyük bir adam yetiştirmek üzere görevlendirilmiş bir kadındı...
Sevgili Çocuklar ve gençler; her birinizin anne ve babaları vardır. Onlar olmasaydı dünyaya gelemezdiniz. Atatürk milletin ve ordularının başında Anadolu savaşlarını kazanmasaydı, bu dünyada vatansız ve hürriyetsiz kalırdınız. Asıl yetimlik budur.
BEHÇET Kemal Çağlar da şiirlerinde;
<<Türkte cevher işledim yıllarca ben
Biliniz ki her biriniz bir parça ben
Ben dağıldım hep size, hiç kalmadım
Ölmedim ben, ölmedim ben, ölmedim>>
Yine karışık ve umutsuz günlerde << Beyazit meydanında hürriyet kasidesi>> yazan şair yeni çıkmazlara girmiş görünen Cumhuriyetin ilk yıllarında umutsuzluğu yenmek ülküsünü çoşturmak istemektedir.
Şöyle diyor:
<< Öyle sırtüstü yatıp dinlenecek gün değil
Daha yapacağınız çok şeyler var çocuklar
Ne kadar erken yağdı, gördünüz ya yeniden
Nice güvendiğimiz dağlara kar, çocuklar!>>
O zaman milletvekillerine bu şiiri okurken, günümüz de bile bunun önemi çok çok arttı değil mi?
Anıt- kabre gidip te yürekten baş eğmeyen
Günü gelir, çarpılır, düşer yere serilir
Bir de bakarsınız ki her meydanda bir kere
Her genç Türk'de bir kere ATATÜRK dirilir.
Bu ülküye inanan, güvenen Çağlar, hepimiz adına <<Çirkin>> politikacılara şöyle sesleniyor <<Bir an unutmayın ki Atatürk ülkesinde-----Ahiretten önce de Yüce Divan kurulur>>
Atatürk'ün ölüm yıldönümünde rahmetle, minnetle anıyorum. Nesillerimiz onun ebedi önderimiz olduğunu her zaman kalplerinde yaşatacaklardır.
Tanrı Türkü Korusun
Sevgi ve Saygılarımla