Türkiye’de Hizmet İfa Eden Dar Mükellef Yabancı Gerçek/Tüzel Kişilerin Vergilendirilmeleri-1

Dar Mükellef Yabancı Gerçek/Tüzel Kişilerin Türkiye’de İfa Ettikleri Hizmetlerin Vergilendirilmeleri İle Çifte Vergilendirmeyi Önlemem Anlaşmaları (ÇVÖA) Kapsamındaki Uygulama Genelde Gelir Vergisi ile Kurumlar Vergisi yönünden vergilendirmenin önlenmesini kapsamaktadır. Katma Değer Vergisi ÇVÖA kapsamında tadat edilmediği için alınan hizmetten Türkiye’de yararlanılması halinde alınan hizmet tutarı üzerinden Katma Değer Vergisi hesaplanması gerekmektedir,

Türkiye’de Türk Ticaret kanunu ile Vergi Mevzuatı doğrultusunda şirket kurup bu şirketlere hizmet veren yurt dışından mukim şahıs/şirketlerin verdiği hizmetlerin dar mükellef pozisyonunda vergilendirilmelerinin nasıl yapılacağına ilişkin yazımızda yer verilmiştir. Yazımızda Danimarka ile Polonya’da mukim şirketlerin serbest meslek faaliyetleri kapsamında hizmet verdikleri var sayımı ile bu yorum yapılmıştır.

Dar Mükellef konumundaki Danimarka uyruklu yabancı sermayeli Limited Şirketin ortak olduğu kurduğu Türk Şirketinin Türkiye’de ifa edeceği işlerle ilgili olarak Polonyalı gerçek ve tüzel kişilerden serbest meslek faaliyetleri kapsamında yapacakları hizmetlerle ilgili olarak Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) kapsamında ile anlaşma kapsamı haricinde vergilendirmenin nasıl yapılması yönünde gereken işlemleri değerlendireceğiz.

Dar mükellef konumundaki yabancı kişinin ifa edeceği hizmetin ÇVÖA kapsamında olmadan hizmet ifasında hizmet bedeli üzerinden düzenleyeceği fatura üzerinden Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesi / Kurumlar Vergisi Kanunun 30 uncu maddesi kapsamında 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre %20 oranında kazanç vergisi olarak tevkif edilip muhtasar beyanname ile ödeme / tahakkukun yapıldığı döneme ait muhtasar beyanname ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Yurt dışından düzenlenen fatura tutarının net olarak ödenmesi halinde, net ödenen hizmet tutarı brüt (ödenen tutar/0,80) tutara dönüştürülerek bulunacak brüt tutar üzerinden;

1- Hali hazırda uygulanmakta olan %20 oranında Gelir Vergisi Kanunun 94/ kurumlar Vergisi kanunun 30 uncu maddesine göre %20 oranında vergi tevkif ederek muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekiyor.

2- Brüt hesaplanan tutar üzerinden hali hazırda uygulanmakta olan %20 oranında Katma Değer Vergisini (KDV) hesaplanarak, sorumlulukta verilen 2 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Tevkifatı yapan Türkiye’de mukim / mükellef olan şirket tarafından sorumlulukta beyan ettiği KDV tutarını 01.01.2025 tarihinden itibaren ödenmesi kaydıyla 1 No’lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir.

Yabancı dar mükellef şirket/kişi tarafından ifa edilen hizmetle ilgili tahakkuk veya ödeme aşamasında, bulunduğu ülke ile Türkiye arasında akdedilmiş Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması Bulunması halinde, anlaşmanın 14’üncü maddesindeki Serbest Meslek Faaliyetler bölümünde belirtilen şartlar çerçevesinde tevkif edilen %20 oranındaki kazanç vergisinin uygulanmaması söz konusu olabilecektir.

26.09.2017 tarihli 30192 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması Genel Tebliğ (Seri No: 4)’ün yabancı tüzel veya gerçek kişilerin Türkiye’de ifa edecekleri hizmetlerin ifasında 12 ay içinde (Bazı ÇVÖA’larında bu süre bir yıl olarak belirlenenler var) kesintili veya kesintisiz olarak 183 günden fazla Türkiye’de kalmaları halinde bu kişilerin ifa ettikleri hizmetlerden elde edecekleri gelirler nedeniyle vergileme hakkının Türkiye’ye ait olacağı belirtilmiştir. Ancak 183 günden az kalınması halinde bu hizmetler dolayısıyla elde edilen kazançların vergileme hakkı yabancı kişinin bulunduğu ülkede vergilendirmesi, diğer bir ifade ile kendi ülkesinde vergilendirme işlemi yapılacaktır. 183 günün hesaplanmasında; şirketler açısından hizmetin ifasında birden fazla işçilerin/personellerin çalıştırılmaları halinde kaç personel olursa olsun, bu personellerin kalış süreleri tek bir kişi kalış süresi olarak değerlendirilecektir.

Örnek:

06.04.2015 tarihinde 5 günlüğüne beş personelini

30.07.2015 tarihinde 10 günlüğüne üç personelini

11.01.2016 tarihinde 15 günlüğüne altı personelini

Türkiye’ye göndermiştir.

Bu durumda 2015 yılındaki yabancı personellerin kalış sürelerinin hesaplanmasında 2015 yılında (5 gün +10 gün+ 15 gün) 30 gün olarak hesaplanması gerekiyor. (Anlaşmada 12 ay esasına göre kalış süre hesaplaması yapılmıştır.)

2016 yılındaki 15 gün olan kalış süresi 12 aylık süre içinde olduğu için 12 aylık süre içinde hesaplara dahil edilmesi gerekiyor.

Şartların bu şekilde oluşması halinde yapılacak hizmetten elde edilecek kazanç ÇVÖA sının 5 ve 7 inci maddelerine göre işyeri oluşturulmamış olması kaydıyla Türkiye’nin vergileme hakkı olmayacaktır. Kalış gün sayısı ÇVÖA’sı kapsamında belirlenen 12 aylık süre içinde 183 günü aşmadığı için vergileme söz konusu olmayacaktır.

Kalış gün sayısının hesaplanmasında gelen personellerin/işçilerin hafta sonlarında çalışılmaması veya tatili bu gelişlerinde yapmaları halindeki bu süreler 183 gün hesabının içinde kalmış gibi değerlendirilerek gün hesabı yapılması gerekmektedir.

Şahısların gelişi halinde ve hizmet faturalarını şahısların düzenlemeleri halinde, her bir şahıs için 12 aylık süre içinde 183 günün hesaplanmasında her bir şahıs için ayrı ayrı yukarıdaki şartlar çerçevesinde Türkiye’deki kalış gün sayısı bu doğrultuda hesaplanacaktır. Dolayısıyla gerçek bir kişinin 12 aylık süre içinde Türkiye’de sabit işyeri olmadan kesintili veya kesintisiz olarak 183 günden az kalmaları halinde verecekleri bu hizmet ücreti üzerinden Türkiye’nin vergileme hakkı olmayacaktır.