Sumud Filosu’nun Başarısı: Denizden Yükselen Vicdan

Gazze’ye uygulanan ablukanın 18 yılı geride kaldı. Bu süre zarfında deniz, Filistinliler için sadece bir ufuk değil, aynı zamanda özgürlüğün, umudun ve direnişin sembolü oldu. İşte tam da bu nedenle “Sumud Filosu” yola çıktı — sadece yardım malzemesi taşımak için değil, insanlığın vicdanını yeniden hatırlatmak için.

“Sumud” kelimesi Arapça’da direniş, sebat ve onurla dayanma anlamına geliyor. Filistin halkının yıllardır verdiği sessiz ama sarsılmaz mücadelenin özüdür bu kelime. Bu filo, aslında bir gemi değil; adaletin, özgürlüğün ve insanlığın son kalelerini savunan bir iradenin sembolüdür.

Sumud Filosu’nun Gazze kıyılarına ulaşması, sadece bir deniz yolculuğunun başarıyla tamamlanması değil, aynı zamanda küresel sessizliğe atılan bir çığlıktır. Çünkü bu filonun rotası, uluslararası sulardan çok daha derin bir yere, insanlığın kalbine uzanıyor. İsrail’in yıllardır süren kuşatmasına, abluka bahanesiyle yapılan toplu cezalandırmalara ve sivil ölümlere rağmen, bu filo korkusuzca yola çıktı.

Filoda yer alan aktivistler, gazeteciler ve insani yardım gönüllüleri; devletlerin sessiz kaldığı yerde vicdanın bayrağını taşıdı. Bu, güç dengelerinin değil, ahlaki duruşun zaferidir. Bugün dünya kamuoyu yeniden Filistin’i, Gazze’deki insanlık dramını konuşuyorsa, bunun arkasında Sumud Filosu’nun sarsılmaz iradesi vardır.

Elbette bu zafer, sadece bir deniz seferinin başarıyla tamamlanması anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda, “bir şey değişmez” diyenlerin yanıldığının, küçük bir grubun kararlılığıyla bile dev dalgaların yönünün değişebileceğinin ispatıdır. Çünkü Sumud Filosu bize bir kez daha gösterdi ki; denizleri aşmak bazen kolaydır, asıl mesele kalplerdeki korku duvarlarını yıkabilmektir.

Bugün Gazze’nin çocukları belki hâlâ karanlıkta uyuyor, ama ufukta yanan bir ışık var artık: Sumud’un ışığı. Bu ışık, sadece Filistinlilere değil, tüm insanlığa bir çağrıdır — zulmün, kuşatmanın ve umutsuzluğun her türüne karşı dimdik durmanın çağrısıdır.