Seçim ittifakında iktidar ve muhalefet

0

FETÖ'cülerin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra her şeyin artık eskisi gibi olmayacağını işaret eden uygulamalar yeni bir düzenin egemen olacağını gösterdi. Nitekim 15 Temmuz'dan sonra Milliyetçi Hareket Partisi kamuoyuna yaptığı açıklamayla AK Parti ile işbirliği yapacağını ve AK Partinin o güne kadar eleştirdiği bazı uygulamalarını bile destekleyeceğini açıklamıştı.

Milliyetçi Hareket Partisinin AK Partiyle işbirliği yapma açıklamasının ilk aksiyonu referandumda Milliyetçi Hareket Partisinin AK Parti ile birlikte hareket etmesiyle başladı. Bu birliktelik yalnız referandumun oylama sürecinde değil; referandumda sunulan anayasa değişiklik teklifinin hazırlanması sırasında başladı. İki partinin ittifakı sonucunda, yeni bir siyasal düzen tasarısı hazırlandı: Bu düzenin adı 'Cumhurbaşkanı Hükümeti Sistemi' oldu.

Referandumda Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana uygulanan parlamenter sisteme dayalı hükümet modeli yerini Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi modeline bıraktı. Bu sistemin uygulaması 2019 yılında başlayacak. Yapılan değişikliklerde Cumhurbaşkanının aynı zamanda parti başkanı olmasına da imkan tanındı. Düzen değişikliğinin birinci aşaması AK Partinin olağanüstü kongresinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Genel Başkanlığına seçildi. Bu sırada Milliyetçi Hareket Partisi yeni bir hamle ile Cumhurbaşkanı seçimi dolayısıyla partilerin ittifakı konusunu gündeme taşıdı. İki partinin ortak çalışması sonucunda ittifakla ilgili teklif Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Teklifin sunulmasıyla birlikte Türkiye'de artık siyasal yapılanmanın şeklinde önemli bir değişiklik olacağı ortaya çıktı. Bu değişikliği iktidar partisi ve MHP savunurken ana muhalefet partisi CHP karşıt görüşlerini ortaya koymaya başladı. Cumhuriyet Halk Partisinin şu ana kadar ortaya koyduğu görüşler salt bu birlikteliğin temeline odaklanmış durumda. Oysa bu değişikliğin TBMM'de AK Parti ve MHP'nin oylarıyla yasalaşacağı apaçık ortada. CHP'nin bu bakış açısıyla gelecekte ayrı bir ittifak odağı olacağını dikkate alarak açıklamalar yapması gerekir.

CHP'nin iktidarın gücünü pekiştirmeyi hedefleyen bu ittifak modeline karşı alternatif iktidar yaratan bir modele odaklanması gerekmektedir. Topluma bu ittifak modeline karşı alternatif iktidar yaratma umudu verecek bir model geliştirerek güven verilmesi gerekir. Çünkü ittifak modeline karşı kullanılacak dilin niteliği CHP'nin iktidar dışında kalan diğer partilerin farklı bir ittifak odağı olmasının önünü keser.