Politika

Politika Haberleri

"Bir müftüyü hedef seçip Müslümanları cezalandırmak istiyorlarsa, sonuç alamazlar"

Seval Ocak Adıyaman,Sinan Uslu, Fotoğraf: Özge Elif Kızıl, TBMM (AA) 01.12.2020 19:06

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Müslümanlara karşı, bir inanca karşı eğer insanlar müftüyü hedef seçip o inancın mensuplarını cezalandırmak istiyorlarsa, sonuç alamazlar. Bu tehditler bizi ve oradaki soydaşlarımızı asla yıldıramaz." dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yunanistan'da İskeçe Müftüsü Ahmet Mete'ye yönelik ırkçı tehdit mesajı yazılmasına ilişkin "Müslümanlara karşı, bir inanca karşı eğer insanlar müftüyü hedef seçip o inancın mensuplarını cezalandırmak istiyorlarsa, sonuç alamazlar. Bizim inancımız, bizim dinimiz barışı, sevgiyi, kardeşliği öngörür, her inanca saygıyı öngörür. Bu tehditler, bizi ve oradaki soydaşlarımızı asla yıldıramaz." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kimseye kinleri olmadığını, intikam alma duygusu barındırmadıklarını; Türkiye'deki 83 milyonun karnının doymasını ve huzur içinde yaşamasını istediklerini dile getirdi.

Farklı düşünceler, kimlikler, inançlar ve yaşam tarzlarına saygı duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Amaç, bütün farklılıklarımızı zenginlik kabul edip güzel Türkiye'yi yeniden inşa etmektir." diye konuştu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, toplantıya engellilere yönelik sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de katıldığını dile getirerek, çok sayıda engellinin işsiz olduğunu ancak kamuda birçok engelli kadrosunun boş olduğunu söyledi.

Yasaya göre söz konusu kadrolara engelli ataması yapılmasının, yasal mecburiyet olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Niye atama yapmıyorlar? Çünkü bir engelli karnını doyuracak; aç kalması lazım. İktidarın anlayışı bu. Peki bu anlayışa engelliler destek verecek mi? Vermemesi lazım. 'O boş kadrolar orada, bizler sokaklarda işsiz duruyoruz. Yarın sandık önümüze geldiğinde biz bunun hesabını siyasi iktidardan soracağız.' Ben sizden bunu bekliyorum." ifadelerini kullandı.

"Bugüne kadar failler bulunmadı"

Kemal Kılıçdaroğlu, eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin 28 Kasım 2015'te Diyarbakır'da katledildiğini anımsatarak, Elçi'nin o günkü basın toplantısında "Bu kadim bölgede çatışma istemiyoruz." sözlerini sarf ettiğini aktardı.

Diyarbakır'ın, tarihi ve coğrafyasıyla devletin kadim bir bölgesi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "O kadim topraklarda çatışmanın olmaması lazım. Bu basın toplantısını yapıyor ve vuruluyor. Aradan geçen süreye karşın bugüne kadar failler bulunmadı. Faili meçhul cinayetler, bir demokrasinin ayıbıdır. Bunun mutlaka bulunması, faillerin yargının önüne çıkarılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

İskeçe Müftüsü Ahmet Mete'nin ölümle tehdit edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir din adamı neden ölümle tehdit edilir? Bu tehdidin bir sonucu olacak mı? Sonucu da olmayacak. Müslümanlara karşı, bir inanca karşı eğer insanlar müftüyü hedef seçip o inancın soydaşlarımızı asla yıldıramaz. Biz CHP olarak, orada yaşayan soydaşlarımızın her zaman, her ortamda yanında olacağız."

Kılıçdaroğlu, Ritmik Cimnastik Grup Milli Takımı'nın, Avrupa şampiyonu olduğunu hatırlatarak, Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, teknik heyet ve sporcuların ailelerine teşekkür etti.

Ritmik Cimnastik Grup Milli Takımı sporcularının isimlerini tek tek okuyarak, kendileriyle görüşeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bayrağımızı göndere çektiniz, İstiklal Marşı'mızı okuttunuz, size şükran borçluyuz." diye konuştu.

Eğitim dünyasında büyük sorunlar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, CHP iktidar olduğunda öğretmenlere nasıl bakacaklarını ve neler yapacaklarını, 5 temel başlık altında anlattığını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, söz konusu 5 temel hedefi öğretmenlerin dikkatine tekrar sunmak istediğini aktararak, şunları söyledi:

"İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş, öğretmenler meslek kanununu çıkarmaktır. Öğretmenleri, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'ndan çıkaracağız. Öğretmenler için ayrı bir meslek kanunu çıkaracağız. Öğretmenler toplumun en saygın bireyleri olmak zorundadır. Hakimler ve savcılar için nasıl ayrı bir yasa varsa öğretmenlerimiz için de ayrı bir yasa olacak. Bütün öğretmenler sizi seviyoruz, size inanıyoruz, sizi toplumda bulunduğunuz konumun yukarısına taşımak istiyoruz. 

Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almayacak. Kadrolu, ücretli, sözleşmeli öğretmen garabetine son vereceğiz. Bütün öğretmenler kadrolu olacak. Herkesin güvencesi olacak. Her 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde öğretmenlere birer maaş ikramiye vereceğiz. Helalinden vereceğiz. 83 milyonun özverisiyle vereceğiz. Onlar, bizim çocuklarımız için gecelerini gündüzüne katıyorlar. Öğretmenlere yine 3600 ek gösterge vereceğiz. Öğretmenler emekli olduğunda şuna veya buna muhtaç duruma düşmeyecekler."

Türkiye'nin toplam yatırımlarının en az yüzde 18'ini eğitim yatırımlarına ayıracaklarını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Nerede çocuk varsa orada okul ve öğretmen de olacak. Köy okullarını açacağız. Taşımalı eğitime son vereceğiz. Atama bekleyen öğretmen sorununu büyük ölçüde çözeceğiz. Sabah ayrı okul, öğleden sonra ayrı sınıflar, birleştirilmiş sınıflar... Bütün bu uygulamalara son vereceğiz." dedi.

"Teknoloji liseleri kuracağız"

Eğitimin üretime dönük olması, istihdam yaratması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, teknoloji liselerini Milli Eğitim Bakanlığı ile organize sanayi bölgesi yönetiminin birlikte yöneteceğini anlatarak, "Bütün altyapıyı, malzemeleri organize sanayi bölgesi alacak, teknoloji yenilendikçe yeni araçlarla okulu donatacak. Belli bir sınıftan sonra öğrenci eğitim aldığı konuda ilgili fabrikada stajını yapacak. Staj yaptığı süre içinde onun sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü olan fakülteye artı puanla gidecek. Bu, teknoloji liselerine olan talebi artıracak. En yetenekli çocuklarımızın buraya gelmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Her okulun bütçesi olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Müdür gidip dilencilik yapmayacak. Okul aile birliği ve okul yönetimi, okul bütçesini gayet sağlıklı şekilde oluşturacak ve yönetecek." dedi.

Bütün öğretmenlerin, bu sözlerini ve taahhütlerini hafızalarına kazımalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Gün gelecek bunu bize soracaksınız. 'Ey Kılıçdaroğlu, bu sözü grup toplantısında vermiştiniz. Yapacak mısınız, yapmayacak mısınız?' Takipçisi olacağız ve kesinlikle yapacağız. Dostlarımızla birlikte iktidar olduğumuzda göreceksiniz; milli eğitimi, öğretmenleri, 3600 ek göstergeyi, güzel okulları, pırıl pırıl okulları, çalışkan öğrencileri göreceksiniz. Ferhat ile Şirin'in buluştuğu gibi her birinizi öğrencilerinizle buluşturacağız." diye konuştu. 

Kovid-19'la mücadele

Kılıçdaroğlu, pandemi sürecinde büyük sıkıntılar yaşandığını belirterek, salgın başladığında hükümete yönelik hiçbir eleştiri getirmediklerini, çözümler önerdiklerini dile getirdi.

Salgınla mücadeleye ilişkin önerilerinin uygulanmadığını ve pandemi sürecinin iyi yönetilemediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Nasıl bir anlayıştır? Uçağa binmeyi yasaklıyorsunuz, pandemi sürecinde vatandaşlar tasarruf yapsın diye 'Uçak biletinde KDV'yi 18'den 1' indirdim.' diyorsunuz. Vatandaş ne tasarrufu yapacak? Vatandaşa ne kolaylığı olacak? Bu kadar akıl dışı uygulamalar." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, resmi rakamlara göre 13 bin 746 vatandaşın hayatını kaybettiğini, gerçek rakamların bunun çok üstünde olduğunu savundu.

Belediyelerin defin işlemini yaptığını, doktorların raporları da olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Salgın hastalık, Kovid-19 dolayısıyla ölümler... Topluyorsunuz, bu rakamı katlıyor. Baştan şunu söyledim, hükümetseniz ve gerçekten toplumda saygınlığınızın olması gerekiyorsa rakamları doğru açıklayın. Sağlık çalışanlarımız zaten ellerinden gelen bütün çabaları gösteriyorlar. Devlet dediğiniz kurum yalan söyler mi? 'Biz karar aldık, rakam açıklamıyoruz.' dersiniz, onu da anlayışla karşılarım ama yanlış rakam açıklamak kadar Türkiye'nin itibarını dünyada sarsan başka bir şey yoktur. Türkiye'nin rakamlarına hiç kimse inanmıyor, güvenmiyor. Türkiye'yi bu halen niye düşürüyorsunuz? Ayıp değil mi, yazık değil mi?"

"Ana ilke salgının yayılmasını engellemektir"

Daha önce Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) Kovid-19 rakamlarının doğru olmadığına ilişkin açıklama yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Türk Tabipleri Birliği'ni terörist ilan ettiler. Akıl dışı. Böyle devlet yönetimi olabilir mi? Bir kişinin hastalığını kim bilir? Kaymakam mı, vali mi, bakan mı, cumhurbaşkanı mı bilir? Esnaf mı, manav mı bilir? Doktor bilir. Doktor da 'Bunun hastalığı budur, sayısı da budur.' diyor. 'Vay efendim, sen bunu nasıl söylersin?' Ana ilke salgının yayılmasını engellemektir. Tedavi zaten hastanelerde yapılacak. Hükümet olarak sana düşen görev, salgının yayılmasını engellemek için her türlü önlemi alacaksın. Bu yapılmadı. Şu anda geldiğimiz nokta acı, salgın yönetiminde dünyanın en kötü yönetilen dördüncü, Avrupa'nın da birinci ülkesiyiz. Peki ülkeyi yönetenler bu sonuçtan dolayı utanıyorlar mı? Utanmazlar. 'Yalan söyledim.' diyor."

"Ekonomiyle ilgili tek satır yok"

Kovid-19'la mücadeleye ilişkin yeni tedbirlere değinen Kılıçdaroğlu, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı önlemler arasında ekonomiyle ilgili tek satır olmadığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Adama 'Dükkanı, manavı, kahveyi, pastaneyi, sinemayı, AVM'leri her şeyi kapat.' diyorsun. Güzel. Peki bu adam nasıl geçinecek? Bununla ilgili tek cümle kurulmadı. Sevgili esnaf kardeşim, böyle yapıyorlar, sen bunları gayet iyi tanıdın. Önümüzdeki süreç içinde sandık gelecek. Demokratik yollarla bunlara ders vermek senin boynunun borcudur. Bunlara oy vermeyeceksin." diye konuştu.

Kovid-19 tedbirleri kapsamında 383 bin iş yerinin kapanacağına, aileleriyle beraber 2 milyon 100 bin kişinin gelir elde etmeyeceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Esnaf kardeşimiz Ahi Evran Ocağı'ndan gelir. Ciddi bir kültür derinliği vardır. Bunun sonucudur ki Anayasa'mız esnaf ve sanatkar için özel bir düzenleme yapmış. Bakın, sanayici için yok ama esnaf ve sanatkarımız için özel bir düzenleme yapmış. Anayasa Madde 173. 'Devlet, esnaf ve sanatkarları koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır.' diyor, 'Alabilir.' demiyor. Pandemi döneminde sizi korudu, destekledi mi? Hayır. Anayasa'yı ihlal etti, Anayasa'nın gereğini yapmadı.

5 maskeyi dağıtmaktan aciz olanlar, bizim belediyelerin yapmak istedikleri yardımların önüne engel çıkardılar. Aş evleri için toplanan paralara bile el koydular. Vatandaşın, fakir fukaraya verilsin diye belediyelere vermek istedikleri paralara el koydular. Esnafa yardım için yapacakları maddi imkana da el koydular. Dolayısıyla ben bütün esnaf kardeşlerime şunu söylemek isterim, 'Dükkanı kapat.' dediler, kapatmaları doğrudur ama devlet bu talimatı veriyorsa sosyal devlet olarak ona o geliri sağlamak zorundadır. Orada çalışan binlerce kişi var. Bu gelir sağlanmıyor."

"Bir kalemde 90 milyon dolar indirdiler"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, pandemi döneminde esnafın krediyle borçlandırıldığını belirterek, "Sana bir gelir vermiyorlar ama futbol karşılaşmalarını 500 milyon dolara ihaleyle alan bir Katar firması, 'Dolar çok yükseldi. Türk Lirası eriyor. Ben futbol kulüplerine para ödemeyeceğim.' dedi. Yargı var, mahkemeye gitseler kazanacaklar çünkü ödemek zorunda. Kimse korkudan mahkemeye de gidemiyor. Ne yaptılar? Bir Katar firması için bir kalemde 500 milyon dolardan 90 milyon dolar indirdiler." diye konuştu. 

Firma sahibinin "Dolar sürekli artıyor. Bunu Türk lirasına çevirin ve sabitleyin." dediğini de aktaran Kılıçdaroğlu, "Düşünebiliyor musunuz? Erdoğan'a talimat veriyor. Türkiye Cumhuriyeti'ne talimat veriyor. Bunlar hemen 'Emredersiniz.' diyorlar ve doları 5,80'e sabitliyorlar. Dolar 7 lira ama onun için 5,80. Bunu da kabul ettiler. Gençlik ve Spor Bakanı, bunu büyük bir başarıymış gibi Twitter hesabından yayımladı." sözlerini sarf etti.

"Bu hükümet kime çalışıyor?"

Kemal Kılıçdaroğlu, esnafın kendisini yalnız, sahipsiz hissettiğini dile getirerek, "Kendini hiç sahipsiz hissetme, umutsuzluğa da kapılma. Bu devran değişecek. Esnaf Bakanlığı kurduğumuz zaman derdini anlatacak, sorunu çözecek bir bakan bulacaksın. Bunlar bunu yapamazlar." dedi.

Yalnızca esnafın değil çiftçilerin de aynı durumda olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Esnaf kardeşim sana sormak isterim, 18 yıldır iktidarda olan bu hükümet kime çalışıyor? En çok kaynağı, parayı kime veriyor? Fabrika kurana mı, çiftçiye, esnafa, sanayiciye, turizmciye, istihdam yaratana mı? Hayır. En çok parayı tefecilere veriyor. Son 18 yılda tefecilere ödenen faiz 192 milyar 70 milyon dolar. 192 milyar dolarla, tefecilere ödenen faizle yeni bir Türkiye'yi inşa edebilirdik. Türkiye'nin her tarafını fabrikalarla donatabilirdik. Türkiye'de işsizlik, üretimsizlik diye bir olay kalmazdı. Herkesin işi, aşı olurdu.

18 yılda dışarıya ödenen faiz 192 milyar dolar. Bunlar beceriksiz bir yönetimdir. Doktorlar, sağlık çalışanları, vatandaşlar ölüyor bunların yüzünden. Bir pandemi sürecini bile yönetemediler, bir maskeyi bile dağıtamadılar. Niçin? Her şey bir kişiye bağlı da ondan. O bir kişi kararı vermediği sürece doktorun da esnafın da sanayicinin de bakanların da kararı bir işe yaramıyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir kişi tarafından adeta esir alınmış durumda. Yaşadığımız tablo budur."

 

 

 

 

Politika

Erciş Fatihiyle il olacak!

Gündem

Ramazan Bayramı tatilinde tren kapasiteleri artırılacak, emeklilere indirim uygulanacak