Niyazi Sayın Sustu, Neyler Yetim

Üsküdar’ın manevi ikliminde doğdu. O iklimi soluyarak yetişti. Gönül ikliminin sultanların tanıdı, o sultanlardan feyz aldı. İlahi sesin peşindeki arayışında neydeki hocası Halil Dikmen ona bir kapı araladı.

8 Ekim akşamı vefat eden kutbü’n nayi (neyzenlerin kutbu) Niyazi Sayın bir umman, tanımak için ömür yetmez. Onunla sayılı dakikaları paylaşabilene ne mutlu.

2023 yılına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Üsküdar’daki evinde ziyaret edilen Niyazi Sayın Rumeli kökenli anne babanın oğlu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı 2009 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’yle 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilen devlet sanatçısı Niyazi Sayın 1927 yılında Üsküdar’ın Doğancılar semtinde doğdu. İlk ve ortaokulu Üsküdar Paşakapısı’nda, liseyi Haydarpaşa ve Beyoğlu’nda okudu.

Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın sıkıntılı yıllarında eğitimini tamamlayamadı.

Babasının aileden gelen musiki terbiyesi Niyazi Sayın’ı lise yıllarında o yöne çekti.

İlk musiki deneyimini babasının gramofonda Tamburi Cemil’in plaklarını çaldığı günlerde edindi. Manevi inançlarının kuvvetli oluşu nedeniyle dini musikisine ilgi duydu ve öğrenmeye çalıştı.

1946 yılında Üsküdar’da aktar dükkanı olan ebrucu Mustafa Düzgünman’la tanıştı. Düzgünman, konuşmalarında Sayın’ın dini musikiyi ilgisi olduğunu anlayınca “Evde dini eserler meşk ediyoruz. İstersen gel.” dedi. Davet üzerine Düzgünman’ın evine gidip gelmeye başladı. O kapı, Sayın’ın musiki alemine katılmasında ilk durak oldu.

NEY SEVGİSİ

Niyazi Sayın ney üflemeyi öğrenme peşinde koştuğu günlerden ilk neyini Beyazıt Çadırcılar’da Osman Dede’den aldı.

Artık bir neyi vardır Sayın’ın ama üflemeyi kim öğretecek?

Kendine hoca ararken aklına Yenikapı Mevlevihanesi’nin şeyhi Abdülbaki Dede’nin oğlu neyzen Gavsi Baykara geldi.

Baykara’da aldığı dersler yarıda kalınca bu kez Neyzen Burhanettin Ökte’ye ‘Bana ders verir misiniz?’ diye mektup yazdı.

Ökte’nin ders vermeyi kabul ettiğini mektubunu aldığı gün, hayatında önemli rol oynayan hattat Necmettin Okyay onu Resim Heykel Müzesi Müdürü ve Güzel Sanatlar Akademisi resim hocalarından Halil Dikmen’e götürdü.

Ve işte o dönüm noktası.

Sayın hocası, neyzen Emin Dede’nin öğrencisi Dikmen’den 15 yıl her Perşembe günü ney dersi alır. Dikmen’den neyin yanı sıra resim dersi almaya da başlayan Sayın bir ara Halil Hoca’nın arzusuyla İstanbul Belediye Konservatuarı’na öğrenci olarak devam etti. Bu arada 1950’den itibaren neyzen Süleyman Erguner’le Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde ve İstanbul Radyosu’nda saz eserleri icra etmeye başlarlar.

1954 yılında, İstanbul Radyosu Müdürü Nevzad Atlığ’ın arzusuyla İstanbul Radyosu Müzik Yayınları Şubesi’nde görev aldı

Bu göreve 1956 yılına kadar devam eden Sayın radyodan ayrıldıktan sonra İstanbul Belediye Konservatuarı İcra Heyeti’nde neyzen olarak çalışmaya başladı.

Niyazi Sayın’ın konservatuar yılları 1969’a kadar devam etti.

Daha sonra İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın kurucu kadrosunda yer alarak kuruluşundan itibaren Temel Bilimler ve Saz Eğitimi Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Niyazi Sayın’a göre dokuz delikli ney, insanı anlatan bir sembol. Yine ona göre ney dini merkezlerde icra edilen, oralara layık bir sazdır. Üfleyenin gücü yerindeyse neye manevi kuvveti verebilir. Bir neyzen kendi güzelliğini görmek için çalışıyorsa onun neyden çıkaracağı ses başka türlü olur. Ney aynı zamanda insanı, insan-ı kamil olmaya çağırıyor.

Kendini Üçüncü Selim ekolüne dayanan bir tarzın devamcısı olarak kabul eden Niyazi Sayın, Tamburi Cemil Bey hayranı.

Türkiye’nin önemli taş plak koleksiyoncularından Niyazi Sayın 1980 yılında ABD’nin Seaatle Üniversitesi’nde Tamburi Necdet Yaşar’la Türk musikisi dersleri vermiş.