Kurtuluşun Kutlu Olsun İstanbul

Bugün İstanbul’un kurtuluşunun 102. yılı.

İstanbul’un itilaf devletleri tarafından resmen işgali, 16 Mart 1920 gecesi Şehzadebaşı’ndaki karakola yapılan baskında savunmasız erlerin katliyle başladı.

Baskın, Mustafa Kemal’e o kara gecenin sabahında, 16 Mart 1920 Salı günü saat 10.00’da İstanbul Merkez Postanesi Telgrafhanesi memuru Manastırlı Hamdi Bey (1) tarafından şu telgrafla iletildi:

“Ankara’da Mustafa Kemal Paşa hazretlerine.

Bu sabah Şehzadebaşı’ndaki Mızıka Karakolu’nu İngilizler basıp oradaki İngilizlerle askerler müsademe ederek neticede şimdi İstanbul’u işgal altına alıyorlar. Manastırlı Hamdi.”

Şehzadebaşı Karakolu İngilizlerin baskınında altı şehit vermişti. Şehitler uykularında katledilmişti. 15 de yaralı vardı.

Hamdi Bey mesajlarına şöyle devam etmişti o gün:

“Paşa hazretleri.

Harbiye Telgrafhanesi’ni de İngiliz deniz askerleri işgal edip teli kestiği gibi şimdi bir taraftan Tophane’yi işgal ediyor, diğer taraftan da zırhlılardan asker çıkarıyorlar.”

O karanlık günden, yani İstanbul’un resmen işgalinden 59 ay önce 7 Kasım 1918 tarihinden itibaren itilaf donanması, parça parça Çanakkale Boğazı’ndan girmişti. Daha sonra aralarında Yunan gemisi Averof’un da olduğu itilaf donanması Marmara’ya girmeye başladı. İtilaf donanmasının esas kısmı 13 Kasım 1918’de İstanbul’a ulaştı. Donanma, Dolmabahçe Sarayı açıklarında konuşlandı.

İşte tam da o gün.

O gün, yani 13 Kasım 1918 Çarşamba günü, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının ardından ilk ziyareti için 31 Ekim’de Adana’ya giderek Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevini Liman Von Sanders’in devralan Mustafa Kemal’in İstanbul’a döndüğü gündür.

10/11 Kasım akşamı Adana’dan trenle İstanbul’a hareket eden Paşa, 13 Kasım’da Kartal istimbotuyla düşman gemilerinin arasından geçerken Başyaveri Cevat Abbas’a (Gürer) tarihe geçen sözünü söyler:

“Geldikleri gibi giderler!”

Mustafa Kemal’in tarihe geçen sözü, 6 Ekim 1923 Cumartesi günü perçinlerdi ve evet, “Geldikleri gibi…” gittiler.

24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, 23 Ağustos 1923’ten itibaren itilaf kuvvetleri İstanbul’dan ayrılmaya başladı. Son itilaf birliği 4 Ekim 1923 günü Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen törenle Türk bayrağını selamlayarak kenti terk etti.

6 Ekim 1923 tarihinde de Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul’a girdi ve işgal resmen sonlandı.

İstanbul, o kara günden 6 Ekim 1923 tarihindeki kurtuluş gününe kadar çok acılar yaşadı.

O günlerin tanıkları Dolmabahçe önünde itilaf devletlerinin donanmasını, Beyoğlu sokaklarında devriyeye çıkmış işgal kuvvetleri askerlerini gördüler; nice acıyı ve sıkıntıyı yaşadılar.

Bugün İstanbul’un kurtuluşunun 102. yılı.

Üçüncü Kolordu’nun askerleri Şükrü Naili (Gökberk) Paşa komutasında 6 Ekim 1923 Cumartesi sabahı Üsküdar’dan araba vapuruyla Sarayburnu’na geçtikten sonra tören yürüyüşüyle Galata Köprüsü’nü geçti. Köprü mahşer yeri gibiydi. Halkın coşkusu dinmek bilmiyordu.

İstanbul’a ilk giren komutan olma onurunu kazanan Şükrü Naili Paşa duygularını soran gazetecilere kısaca şöyle demişti:

“Geceleri İstanbul’un ışıkları bize onun kalbindeki ateş hissini veriyordu.”(2)

…….

(1) Hamdi Bey 1891’de Manastır’da doğdu, 9 Aralık 1945 tarihinde Konya’da öldü.

(2) Ertan Ünal, Popüler Tarih dergisi. Ekim 2004. Sayı 50.