Kandığın Yerden mi Kaldığım Yerden mi?

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Saadet Partisi yüksek istişare kurulu başkanı Oğuzhan Asiltürk'ü ziyaretini 'Oğuzhan ağbi ben geldim' başlığıyla yazınca Ankara'da söz yerindeyse yer yerinden oynadı. Ne kadar da çok Saadet Partisi ile Ak Parti'nin yakınlaşmasını isteyen kişi varmış.

Bir de bizim yazımıza ateş püsküren 'Sanki sen AK Parti'nin bize ettiklerini, söylediklerini bilmiyor musun? Senin de çektiklerin ortada değil mi?' diyen gerek Saadet cenahında da CHP'den gelen eleştirileri göz ardı etmiyorum. Eskilerinde dediği gibi

'Su akar yolunu bulur…'

Görüşmenin bazı detayları daha yeni yeni ortaya çıkıyor. Ne Erdoğan ne de Asiltürk görüşme ile ilgili ser verip sır vermiyor. Ancak konuşmalarda uygulayacağınız metotla cımbızla da olsa kelime kelime ince ayrıntıları söke söke alabiliyorsunuz. Görüşmede en çok ilgimi çeken bir cümle var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gerek partisine ilişkin gerek bürokrasi gerekse de işadamlarına yönelik bir temizlikten bahsediyor. Her ne kadar kendisi cuma namazı çıkışında 'terörle giriştikleri amansız mücadelede' destek istemişse de Erdoğan'ın ekonomi başta olmak üzere toplumsal huzuru dinamitleyen, Türkiye'yi kutuplaşma ile bir kaos ortamına sürüklemek isteyenlere ilişkin sözleri görüşmenin iklimine uygun sözler olarak kayda geçiyor. Erdoğan'ın Türkiye'yi terörize etmek isteyen gruplara yönelik bir temizlik operasyonundan bahsetmesi oldukça ilginçti. 'Bu neyin nesidir?' diye düşünüp sağa sola başvurup yol haritası çıkartmak istediğimde Oğuzhan Asiltürk'ün de 'Bizim Süleyman' diye hitap ettiği içişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun son bir ayda yaptığı operasyonlara ulaştım. Operasyon diyorsam bu sadece organize suçların kaçakçılıkla mücadelenin veya MASAK'ın yaptığı operasyonlar değildi. Siyasi uzantıları yalnızca AK Parti'yi değil Türkiye'yi sülük gibi hemen ve telafisi olmayan kayıplara neden olan kişi grup ve organizasyonlara yönelik tırpan operasyonudur.

'Hayda bu da nereden çıktı ?' dediğinizi duyar gibiyim. Bir bir anlatayım:

Aralarında Koç ailesinin dünürü Can Kıraç'ın şirketlerinin de olduğu, turizmden ilaç sanayisine kadar bir çok sektöre çöken kaçak iş adamı Sezgin Baran Korkmaz'ın siyasi ayağı çorap söküğü gibi geliyor. Ak Parti'den DEVA'ya kadar partinin isimleri teker teker operasyonda ortaya çıkıyor. Hatta Boğaziçi rektörü eylemlerinde öne çıkan bir partilinin sözlerine dikkat ederseniz; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin nereye ulaştığını daha iyi anlarsınız. Erdoğan 'İstanbul İl Başkanı orada, o zaten bir DHKP-C militanıdır. Yine başka bir siyasi partinin yönetiminde olanlar oradalar.' Sözleri kimi işaret ediyor. Bu olaylar yaşanırken kaçak iş adamını Erdoğan'ın sözünü ettiği 'Başka partinin yönetiminde olanların' finansörü olduğu da görülecektir.

Kaçak iş adamının PR'ını yapan, iş bağlantılarını sağlayan iş adamlarının kendilerini kurtarmak için Külliye'de yatıp kalktığını unutmamak gerekir.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı koordinesinde eş zamanlı olarak İstanbul merkezli 50 ilde akaryakıta bağlı vergi kaçakçılığı ve nitelikli dolandırıcılık yapan bir suç örgütüne yönelik ''silici ' kod adlı operasyon gerçekleştirilmesine şahit oluyoruz.

Altından kimler çıkıyor kimler? FETÖ ile ilintili akaryakıt kaçakçılığı işi Erdoğan'ın temizleme operasyonunun sinyallerinden biri. Yakında 'nereye ulaşacaksa ulaşsın, altından kimler çıkacaksa çıksın' sözlerini Erdoğan'ın ağzından duyacaksınız.

Siyasete, ekonomiye, devlete ve Ak Parti'ye sülük gibi yapışarak kanını emenlerin tasfiye süreci başlamıştır. MHP lideri Bahçeli 'Ya devlet başa ya kuzgun leşe' denilerek bilgilendirilmiş, desteği alınmıştır.

Hatırlayın bir dönem Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin gibi iş adamlarını zapt-u rap altına alacağını yazmıştım. Putin oligarkları dize getirmiş ise Erdoğan'da işadamlarını ve onunla bağlantısı siyasileri dize getirecektir. En başta AK Parti'yi temizleyecektir.

'Ağbi ben geldim' derken söylenmek isteyen 'tövbe ederek, temizlenerek geldim' demek olmasın. Yol arkadaşlığına kandığı yerden değil kaldığı yerden devam etmek isteniyorsa 'temizlenme operasyonuna' dikkat etmek yerinde olacaktır.