Gökyüzünün ve ufukların kapkara olduğu o Kurtuluş Savaşı yıllarında milletimizin sonsuza kadar varolma ve yaşama umudunun, birliğimizin ve mücadele gücümüzün tek kaynağı olarak elimizde İslam dininin sunduğu dini bayramlarımızdan ve dinen kutsal günlerimizden başka hiçbir şeyimiz kalmamıştı.
Bugün neş'e içinde kutladığımız 23 Nisanlar, 19 Mayıslar, 30 Ağustoslar, 9 Eylüller ve büyük Cumhuriyet o kutsal dini günlerin üzerinde gelişen dayanışma, birlik ve mücadele ruhu ile kazanılmıştır. Milli Mücadele'nin o karanlık günlerinde dini günlerden ve bu dini bayramlardan habersiz bir kişi olamazdı. Kurtuluşun başarısına bu günler ve geceler kaynak olmuştur.
İslamın dışında kimliğini koruyabilmiş bir Türk toplumu yoktur. Türkistan"dan sel gibi Doğu Avrupa'ya akan Roma'yı titreten Attila Hunları, Peçenekler, Avarlar bir zamanlar egemen oldukları kavimler içinde böyle bir inançtan yoksun oldukları için kaybolmuşlardır. Budist Türkler Çin kavmi içinde asimile olmuşlardır. Türkleri diye bir topluluk bugün yoktur.
Türkistan'daki soydaşlarımızın asırlar boyunca işgal altında olmalarına rağmen kimliklerini koruyabilmeleri, gelecege umutla bakmaları, ancak bu inanç ve kurumları sayesinde olmuştur.
Dini Bayramlar ve kutsal geceler inanç yoğunluğunu ve insani değerlerle birbirimizi anlama, sahiplenmeyi yaşadığımız dönemdir. Bayramlar akrabalıkları ve dostlukları güclendirme günleridir... Bayramlar dayanışmanın, görüşmenin, sevginin, güzelliğin kısaca insani değerlerin karşılıklı hızla yaşandığı süreçlerdir.
Bayramlar çocukların yüzlerinin güldüğü, oyun ve eğlence günleridir. Dini bayramların, çocukların kişilik yapılanmasında çok önemli yeri
vardır. Anne-baba, çocuklar, akrabalar, kan davalılar arasındaki dargınlıklar, bu bayramlarda daha bir özenle sona erdirilmeye çalışılır.
Dargın anne-babanın perişan çocuğu bayram gününde yuvanın yeniden kazandığı mutluluğu yakalar. Bayram, zorda ve darda kaldığımızda umutlarımızı yaşatır ve yeşertir, düşkünlere, yoksullara yardıma yöneltir. Bayramlarda yüzbinler ülkeyi bir uçtan ötekine ziyaretlerle akraba, dostluk ve toplum dayanışmasını güçlendirmektedir.
Sabahtan akşama değin karşılıklı gidip gelmek sohbetler etmek, Çocuklara hediyeler ve harçlık vermek, Bunların tadını alanlar için bayram tatil olamaz. Çünkü mutlaka kapınızı çalan biri olacaktır.
O kiminde bir çocuk kiminde davulcu kiminde bir yardım isteyen olabilir ama o kapı mutlaka çalınır. İşte o kapıları açık tutmak lazım. Gelen gidenle yaşadığımızın farkına varmak lazım. Dini değerleri yaşadıktan sonra birde birbirimizi sevmenin saymanın anlamanın yaşanacağı bu süreçlerin tadına varmak lazım.
Çocukları sevindirip büyüklerin elini öperken huzurevini kimsesizleri unutmamak lazım. Bayramınız sevinç dolu, eviniz yaşamınız mutlu işleriniz güzel olsun. Evrensel ilkelerin kaynağı dini inançlardır. Humanizma, Mevlanalardan, Hacı Bektaşlardan, Yunus Emrelerden asırlar sonra Batı'nın lugatına girmiştir ve bugün tam bir iflası yaşamaktadır.
Türkiye'nin bu yüzyıldaki parlak geleceği, toplumun asırlar ötesinden bütünleşmiş olduğu bu değerler içinde içtenlikle yer almakla mümkündür. Anadolu insanımızı kucaklarken de onun inancını daha iyi tanımamız gereği kaçınılmazdır.
İslam dini, sosyal ve ahlaki değerler ile insanların eşitliği fikrini, diğer beşeri öğretiler gibi sadece söz ile savunmakla kalmamış, insanların bu değerleri özümsemesi için eğitici uygulamalar ve yaptırımlar koymuştur.
Bunlardan en önemlisi karşılıksız yardım İslam dininin en temel ilkelerindendir. Bayramda tatil kişiyi akrabalarından, dostlarından, sevdiklerinden koparmakla kalmaz kişiyi yalnızlaştırır. Bayramda tatil toplumda toplumsallaşmanın en büyük engelidir.
Ziyaretlerinizde sohbetlerinizde sevgi dolu olsun sevin sevilin.
Nice bayramlara erişmeniz, bayram tadını bayram ayrıcalığını hep yaşamanız dileği ile.
Bayramların bilincinde olalım ve değerini bilelim. Ne güzel bayramlardır bizim bayramlarımız.
Mutlu bayram günlerine ulaşmanız dileğiyle..!