Gençlerde Estetik Kaygısı

Ergenlik son derece zorlu bir dönem. Hemen hemen her şeyin sorgulandığı, memnuniyetsizlik ve çelişkilerin yoğun yaşandığı bir süreç. Geçici olan ancak geçip giderken de kişiyi şekillendiren, tamamlayan bu dönem sadece ruhsal olarak değil fiziksel olarak da şekillendirme gücüne sahip. Ergenlik dönemindeki beğenilme arzusu kişiyi ayna başında sürekli kendini incelemeye, şuram neden böyle, buram neden çirkin gibi fiziksel değişim isteklerine yönelten durumlar yaratıyor. Özellikle sosyal medyada revaçta olan güzellik algısı, bu algının dışında olan çocukları, ergenleri olumsuz etkiliyor. 
 

Psikolojik ve sosyolojik açıdan olgunlaşma evresi olan ergenlik aslında çocukluk ve yetişkinlik arasında bir köprü görevi görüyor. Çocuğun yetiştiği çevreden aldığı kültürün, ergenlik döneminde sosyal çevresinden gördüğü kültürle çarpışmasına sık sık rastlanır. Ergen bireyler bu dönemde bir gruba ait olma, kabul görme isteği taşırlar. Tamamlayıcı, olumlu özellikler taşıyan bir gruba ait olma ergenlik dönemine iyi etkilerde bulunurken, dışlayıcı ve katı gruplar ergen üzerinde yaralayıcı etkiye yol açar. Bu yaralayıcı faktörlerden biri de güzellik algısıdır. Güzellik algısı toplumsal süreç göz önüne alındığında dinamik bir yapıya sahiptir. Zaman içinde toplum tarafından kabul gören güzellik algısı değişiklik gösterebilir. Ancak o dönemin güzellik algısına uymayan kişiler bazı çevreler, gruplar tarafından dışlanabilir. Yaşanan ötekileştirme özellikle ergenlik döneminde özgüven eksikliğine yol açabilir.
 

Ergenlik döneminde her çocuğun fiziksel gelişimi farklılık gösterir. Bu dönemde kızlarda uzun boy, küçük burun gibi özellikler güzellik belirtisi sayılırken, erkeklerde kaslı olmak, uzun boylu olmak, sesin tok çıkması gibi özellikler güzellik belirtisi olarak adlandırılmaktadır. Çocukların bu tip kalıpların içine sokulması, bu özelliklere sahip olmasının beklenmesi oldukça sağlıksız bir durumdur. Ergenlik döneminde bu kalıpların dışında kaldığı için dışlanan bir birey yetişkinliğinde kendi bedenine yabancılaşma sorunu yaşayabilir. 
 

Özellikle sosyal medyadan dayatılan bu güzellik kalıpları ergenlikte çocukları estetik kaygılara ve sonrasında da ameliyatlara yöneltmektedir. Torna tezgahından çıkmış gibi çekik gözler, iri dudaklar ve küçük – kalkık burunlarla dolaşan ve kendini güzel sanan bu kişilerde ne yazık ki kendini beğenmeme hali kalıcıdır.
 

Çocuklarımızın kişilikleri, bedenleri ve duygularıyla tek bir kalıba sokulmaması, kıyaslanmaması gerekir. Çocuklarımıza öğreteceğimiz en önemli konu başka birinden daha güzel olma çabasına girmemesidir.  Çocuklarımız kendi bedeninin ve yeterliliklerinin bilincinde olmalı ve bunların kıymetini bilmelidir. Değer görme algısını kişinin dış özelliklerinin ötesine taşımalı, iç dünyası ile ilgilenmeliyiz.