ANKARA (Hürses)– Türkiye’nin üretim omurgasını temsil eden federasyon başkanları ve sivil toplum liderleri, ülkeyi bekleyen devasa kalifiye eleman kıtlığına dikkat çekmek üzere bir araya geldi. Dünya Esnaf ve Sanatkârlar Derneği / Ahi Enstitüsü organizasyonu İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü desteğiyle düzenlenen "Anadolu'nun Ahisiyiz, Türkiye'nin Ailesiyiz" Projesi Kapsamında 21 Ekim 2025 Tarihinde Yapılan “Güçlü Aile, Güçlü Esnaf Ve Sanatkâr ”İstihdam Ve Mesleki Eğitim (Usta-Çırak İlişkisi) çevrimiçi toplantı sonrası hazırlandı.
Toplantıya; Dünya Esnaf ve Sanatkârlar Derneği/Ahi Enstitüsü Başkanı (Moderatör) Fehmi Çalmuk, Türkiye Madeni Eşya Sanatkârları Federasyonu Genel Başkanı Hayrettin Yıldırım, Türkiye Elektrik Elektronik ve Benzerleri Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkârları Federasyonu Genel Başkanı Yusuf Aslantürk, Türkiye Ağaç İşleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Taklacı, Müteşebbis Gelişim Vakfı (MESVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Konaklı, Dünya Esnaf ve Sanatkârlar Derneği Onursal Başkanı Erol Korkut katıldı.
Düzenlenen stratejik toplantının sonuç raporu, endişe verici tespitleri ve radikal çözüm önerilerini içeriyor.
"Türk sanayisinin köküne kibrit suyu döküldü"
Krizin temel kaynağı, eğitim sistemindeki yapısal kırılma olarak gösterildi. Moderatör Fehmi Çalmuk, 12 yıllık zorunlu eğitim ve özellikle 4+4+4 sistemini hedef alarak, bu düzenlemenin "esnaf ve sanatkarların Türk sanayisinin köküne kibrit suyu döktüğünü" belirtti. MESVAK Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Konaklı da durumu, "4 + 4 + 4 sistemi tıkadı" sözleriyle özetledi.
Başkanlara göre bu sistem, gençlerin meslek edinme yaşını 20'li yaşlara kadar iterek, sanayinin ihtiyacı olan insan kaynağının yetişme kanallarını fiilen kapattı.
Kritik uyarı: Savunma sanayiinde bile risk var
Krizin ulaştığı boyutun sadece ekonomik değil, stratejik olduğu vurgulandı. Türkiye Madeni Eşya Sanatkârları Federasyonu Genel Başkanı Hayrettin Yıldırım'ın uyarısı ülkenin gündemine oturacak nitelikteydi:
"Türkiye, yakında usta ve çırak bulamayacak. Hatta daha ileri gidiyorum, savunma sanayiinde dahi vida sıkacak kalifiye eleman bulamayacak duruma gelme riskiyle karşı karşıyayız."
Yıldırım, yüksek maaş teklif edilmesine rağmen kaynakçı gibi mesleklerde eleman bulunamamasının (60.000 TL'ye bile eleman bulunamıyor tespiti) krizin ne kadar derin ve yapısal olduğunu gösterdiğini belirtti.
Sosyal hafıza engelleri: 'Ara eleman' ve ceza
Kalifiye eleman kıtlığının temelindeki toplumsal algı eleştirildi. Ailelerin, "Eğer okumazsan seni çırak veririm" söylemini bir "cezalandırma yöntemi" olarak kullanması, mesleklerin itibarını yerle bir ediyor.
Türkiye Elektrik Elektronik Federasyonu Başkanı Yusuf Aslantürk, sektörün itibarını zedeleyen terminolojiye karşı çıktı:
"Mesleki teknik eğitim mezunları ara eleman değildir! Onlar aranan elemandır. Bu 'ara eleman' tabiri, meslek erbabında vasıfsızlık algısı yaratıyor."
Aslantürk, ayrıca teknik eğitim mezunlarının yetki verilmeden "Yaptığın işten ömür billah sorumlusun" denilerek ömür boyu hukuki yük altına sokulmasına, ancak imza yetkisi için mühendislere para ödemeye mecbur bırakılmasına sert tepki gösterdi.
Esnaftan TESK'e özeleştiri: "Sesimizi duyan var mı?"
Raporda, bürokratik engellerin yanı sıra, esnaf teşkilatlarının tepe yönetimlerine yönelik de çarpıcı bir özeleştiri yer aldı. Türkiye Ağaç İşleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Taklacı, "Koltukları teslim eden esnaf ve zanaatkardan başkanlardan hayır gelmez bu ülkeye" diyerek TESK'in politika süreçlerine müdahalede yetersiz kaldığını belirtti.
Taklacı, sözlerini 6 Şubat depremindeki acil yardım çağrılarına atıfla bitirerek, yetkililere seslendi:
"Acil ve kararlı adımlar atılmazsa, bu durum yalnızca ekonomik değil, sosyal barışı da tehdit eder. Soruyorum: Sesimizi duyan var mı esnaf sanatkarın?"
Acil çağrı: Ulusal çalıştay şart
Toplantı, çözüm için dört ana sütun üzerine kurulu bir yol haritası belirledi: Erken yönlendirme ile ilkokuldan itibaren yetenek tespiti, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu'nun aktif federasyon katılımıyla yeniden yazılması, vergi yüklerinin hafifletilmesi ve "aranan eleman" vurgusuyla mesleki itibarın yeniden inşası.
Rapor, başta Milli Eğitim, Sanayi ve Çalışma Bakanlıkları olmak üzere ilgili tüm kurumların katılımıyla acil bir "Ulusal Mesleki Eğitim Çalıştayı" düzenlenmesi için çağrıda bulunuyor. Türkiye'nin geleceği, artık üretimi ve üreteni merkeze alan bir seferberliğe bağlı.