Emeklilik Maaşları ve Kıdem Tazminatı

0

Çalışanların emeklilik uygulamalarının yapısı, üretim ilişkileri ve çalışma hayatının gelişmesi ortaya çıkmış; farklı koşullarda farklı uygulamalarla şekillenmiştir. Emeklilik uygulamaları ilk kez İngiltere'de yasal olarak düzenlenmiştir.

Osmanlı döneminde sadece üst düzey devlet görevlilerine tanınan emeklilik hakkı; daha sonraki süreçte kurumların kendi emeklilik sandıklarını kurmaları ile sürekli büyüyen bir kitleye tanınmıştır.

Ülkemizde modern anlamda emeklilik sistemi 1949 yılında Emekli Sandığı'nın kurulmasıyla devlet memurlarını güvenceye alan uygulama başladı. Özel sektörde çalışan işçilerin emeklilik güvencesi ise 1950 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu'nun kurulmasıyla başladı.

Emeklilik sürecinde iki konu önemlidir. Bunlar emeklilik maaşlarındaki adaletsizlik ve kıdem tazminatıdır.

Çalışan ve işveren arasındaki ilişki ne kadar iyi olursa olsun ve hizmet akdi çok iyi koşullar içinde düzenlenmiş olsa bile, günün birinde çalışma ilişkisi sona erer. Hizmet akdinin sona ermesi haline bağlı olarak, ekonomik açıdan güçsüz olan işçiyi korumak amacıyla bazı haklar vardır. Gerek uluslar arası hukukta gerek ulusal hukukta yapılan hak düzenlemelerinden birisi kıdem tazminatıdır.

Kıdem tazminatı, işten ayrılan çalışana, hizmet süresine ve ücretine göre değişen miktarda en fazla miktarı aşmayan paranın, işveren tarafından ödenmesidir.

Kıdem tazminatı ilk kez 1936 yılında 3008 sayılı İş Kanunu ile iş hukukuna girmiş ve çıkarılan birçok yasa ile gelişmiştir. Ancak 1980 yılında darbeciler tarafından yapılan düzenleme ile üst sınır getirilen kıdem tazminatı bugünkü duruma gelmiştir.

1970'li yılların sonundan bu yana kıdem tazminatı, getirdiği finansal yük nedeniyle yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Kıdem tazminatı işveren için bir yük olmakla beraber çalışan için bir ekonomik güvencedir. İş hayatındaki yaygın liberalleşme sonucunda hem işçinin ekonomik güvencesi olan ama işverene de finansal yük getiren kıdem tazminatı sorununu çözmek için çeşitli fikirler geliştirilmiştir. Bunların başında 'kıdem tazminatı fonu' gelmektedir. Bugünlerde Hükümet kanadında bir çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmanın bir kanun tasarısı haline getirilmesi beklenmektedir.

Kıdem tazminatı fonu oluşturulması amacıyla yapılmak istenen düzenlemeye ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun bir TV programında yaptığı açıklamaya göre kıdem tazminatının önümüzdeki hafta Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) bakanlar düzeyinde değerlendirilecek.

Bakanın açıklamasına göre; günümüzde kıdem hakkını elde edebilmek için en az 1 yıl çalışma gerekli olmasına karşın yeni düzenlemede bu süre kısaltılacak, işverenin takibini ise hükümet yapacak. Yeni düzenlemede bir çalışan 6 ay çalıştıysa ilk andan itibaren, 3 günse 3 günlük, aylık sigorta primi öder gibi onun adına yatıracak veya yatırmadığında cezalı olarak yatıracak. Sosyal Güvenlik primleri gibi takip edilecek. İşveren yatırmış veya yatırmamış, çalışan adına sorumluluğu hükümet üstelenecek. Mevcut çalışanlar için tercih hakkı verilecek. Çalışan mevcut durumdan memnun ise mevcut sistemde kalmaya devam edecek. Ancak yeni işe başlayanlar otomatik olarak ve zorunlu olarak bu sisteme girecekler. Eski sistemde olan işverenle anlaşarak hakkını alarak veya fona devrederek sıfırdan başlayabilecek.