24. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "(Japonya ile) Serbest ticaret anlaşmasının müzakereleri devam ediyor. Hedefimiz, müzakereleri en geç 2019’un ilk yarısında tamamlamak." dedi.

Varank, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) düzenlediği 24. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve Japonya arasında tarihi çok eskilere dayanan bir dostluk olduğunu söyledi.

Bu dostluğun gerek ülkeler arası iş birliği politikaları gerekse iş dünyasının ortak girişimleriyle gittikçe güç kazanmaya devam ettiğini aktaran Varank, Japon firmalarının uzunca bir süredir ülkede faaliyet göstererek üretime, ihracata ve istihdama katkı sağladığını kaydetti.

Varank, haziran ayı rakamlarına göre, Türkiye'de 227 Japon şirketi bulunduğunu dile getirerek, "Bu sayıyı, başta yüksek katma değerli sektörler olmak üzere daha da artırmayı amaçlıyoruz." dedi.

Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımlarla ilgili liberal ve şeffaf bir mevzuat bulunduğunu ifade eden Varank, şunları kaydetti:

"Yabancı ve yerli girişimciler, hak ve yükümlülükler bakımından eşit durumda. Gururla ifade etmeliyim ki, Türkiye, OECD ülkeleri de dâhil olmak üzere pek çok ülke arasında 'ulusal muamele' prensibi dediğimiz yaklaşımı benimseyen sınırlı sayıdaki ülkelerden birisi. Hükümetimiz, bu politikaya kesintisiz bir şekilde devam edecek. Dünya ekonomisinde korumacılığın hız kazandığı bir dönemde, bu politikanın çok kıymetli bir cazibe unsuru olduğuna inanıyorum."

"Hedefimiz, müzakereleri en geç 2019'un ilk yarısında tamamlamak"

Mustafa Varank, yatırımcı dostu mevzuatın, Türkiye'nin bugüne kadar imzaladığı 100’ün üzerinde Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması (YKTK) anlaşmalarıyla da desteklendiğini bildirdi.

Japonya ile YKTK anlaşmasının 1993 yılında imzalandığını hatırlatan Varank, "Şimdilerde ise bu anlaşmanın yerini alacak ve yatırımcılara yeni haklar getirecek serbest ticaret anlaşmasının müzakereleri devam ediyor. Bakanlığım, bu anlaşmanın yatırım bölümünden sorumlu. Hedefimiz, bu müzakereleri en geç 2019’un ilk yarısında tamamlamak." diye konuştu.

Son 16 yıllık dönemde tecrübe ettikleri siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde uluslararası doğrudan yatırımlarda önemli bir aşama kaydettiklerini belirten Varank, 1975-2002 döneminde toplam 14 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çeken Türkiye'nin, son 16 yılda 200 milyar doların üzerinde bir yatırıma ev sahipliği yaptığını bildirdi.

Varank, "Bu süreçte Japonya, 2,7 milyar dolar ile Türkiye’ye sermaye ihraç eden ülkeler arasında 15. sırada yer aldı. Ben bu rakamın mevcut potansiyeli yansıtmadığını düşünüyorum. İnşallah daha çok çalışacağız ve bu rakamı artıracağız." dedi.

Varank, bu gibi platformlar da dâhil olmak üzere Japon yatırımcılarla bulduğu her fırsatta bir araya gelmeyi çok önemsediğini, bu amaçla Ankara’da Japonya Büyükelçiliği ile 2018 sonunda düzenlenecek bir yatırımcı toplantısına katılmayı planladığını aktardı.

Yine en geç, 2019 yılı başında Tokyo’da yatırımcılarla bir araya gelmeyi hedeflediklerini ifade eden Varank, bu aşamada, arkadaşlarının Japon muhatapları ile teknik görüşmelere devam ettiğini bildirdi.

"135 milyar liralık 23 projeyi destekledik"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, yatırımcı dostu bir ortam sağlamanın hükümetin en temel öncelikleri arasında yer aldığını belirterek, "Yatırım ortamını daha da ileri seviyelere taşımak adına özel sektör paydaşlarımızla istişare halinde 2018 yılında çok önemli adımlar attık." dedi.

Bu kapsamda şirket kuruluşu, inşaat izinleri, tapu işlemleri, telekomünikasyon altyapı izinleri, dış ticaret işlemleri ve finansmana erişim konularında ciddi iyileşmeler sağladıklarını anlatan Varank, gelecek dönemde de özel sektör paydaşlarıyla birlikte yakın iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Varank, ülkedeki yatırım-üretim-ihracat zincirinin daha da güçlendirilmesini çok önemsediklerine işaret ederek, Türkiye’yi yatırımcılar için bir cazibe merkezi haline getirmek adına 6 yıl önce yeni bir yatırım teşvik sistemini uygulamaya koyduklarını, bu sistemde farklı nitelikteki yatırımlara özel programların yer aldığını söyledi.

DEİK Başkanı Nail Olpak

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ise, "Dış ticaretteki dengesizlikleri her zaman karşılıklı mal alım-satımıyla gerçekleştirip bir dengeye getirmek her zaman mümkün olamayabiliyor. Japonya da muhtemelen bu ülkelerden birisi." dedi.

DEİK'in Türk özel sektörünün dış ekonomik ilişkilerini organize eden geniş tabanlı, çok kültürlü, çok renkli bir iş platformu olduğunu vurgulayan Olpak, "Biz iş dünyasının dış dünyaya açılan bir penceresiyiz. 1986 yılından beri faaliyet gösteriyoruz. Ticari diploması bünyemizde 137'si ülke ve bölge bazlı olmak üzere 144 iş konseyi var. 1986 yılından beri süregelen bu çalışmalar Japon iş federasyonu ile devam ettiriliyor. Üyeliklerimizin tümünün gönüllü olduğunu ifade etmek isterim." şeklinde konuştu.

DEİK Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Şerif Tosyalı da Ertuğrul Fırkateyni'nden bu yana dostluklarının her geçen gün geliştiğini ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:

"Bu dostluğun, ticaretin çok ötesine geçen insani bağların, dünya üzerinde bir başka eşi zor bulunur sanırım. Kushimoto sahillerinden Tahran'a, Marmara depreminden Fukuşima'ya her zor günümüzde birbirimizin yanında durduk. Yaralarımızı birlikte sardık, birlikte çalıştık, birlikte ürettik. Bugün Türkiye ile Japonya arasındaki dış ticarette Türkiye aleyhine 3 milyar 870 milyon dolarlık bir açık söz konusu. Türk özel sektörünün mensupları olarak, bu açığı kapama yönünde çok çalışmak gerektiğinin bilincindeyiz. Ancak bu madalyonun sadece bir yüzü... Madalyonun diğer yüzünde ise Türkiye'de 2,2 milyar doları bulan Japon doğrudan yatırımı var. Ayrıca, Haliç Köprüsü, Hasan Uğurlu Barajı, Altınkaya Barajı ile Marmaray gibi çok önemli projelerin finansman kaynağı olan Japon kredileri var. Japonlar ile Türkler el ele verdiği zaman başaramayacakları hiçbir iş yoktur."

"Bölgesel bir hub olarak Türkiye'nin gücünü hissediyoruz"

Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima ise Japonya ve Türkiye'nin her zaman dayanışma içerisinde olduğunu ifade ederek, "Türkiye, bu bölgedeki en önemli üretim ve ihracat merkezlerinden biri. Japonya'nın yatırımları, Türkiye'nin istihdamı ve ihracatına katkıda bulunmaktadır. Japonya'nın teknoloji gücüyle Türklerin becerileri ve çalışkanlığı birleşiyor. Önemli altyapı faaliyetleri gerçekleştiriliyor. Bölgesel bir hub olarak Türkiye'nin gücünü hissediyoruz." diye konuştu.