Dünya’nın Kalp Atışları

Dünya’nın kalp atışı olabileceğini hiç düşündünüz mü? Ya da böyle bir konu duydunuz mu? Bu durumun bilimsel adı Schumann Rezonansı. Temel olarak Dünya’nın atmosferinde yankılanan doğal bir titreşimdir. Bu olayı keşfeden fizikçi Schumann  Dünya ile iyonosfer arasındaki boşlukta düşük frekanslı elektromanyetik dalgalar olduğunu fark etmiştir. Bu dalgalar yaklaşık olarak 7.83 Hertz frekansında titreşir. Gök gürültüsü ve şimşeklerin oluşturduğu bu frekans 33.8 hertz e kadar yükselebilir. Schumann rezonansı Dünya üzerindeki etkisi dışında insanlar üzerindeki etkisi bakımından da ilgi çekicidir. Bilim insanlarına göre bu titreşimler insan davranışlarını da etkilemektedir. 
 

Nasa’nın yaptığı çalışmalara göre gezegenimize her saniye 2000 civarında fırtına etki etmektedir. Bu nedenle oluşan rezonanslar ise atmosferin iyonosfer tabakasından yaklaşık 60 mil yukarı çıkan dalgalar üretmektedir. 
 

2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre frekansların beyin dalgaları ile ilişkisi olduğu tespit edildi. Metafizik açısından bakıldığında ise bu rezonansların beynin alfa dalgaları ile uyumlu olduğu, böylece insanın kendisini daha huzurlu hissetmesine katkı sağladığı düşünülmektedir.
 

Schumann rezonansının bilimle daha yakından bağlantılı olarak kullanıldığı alanlarda var elbette.  Özellikle küresel ısınma ve iklim değişikliği araştırmalarında bu rezonans takip edilerek bilgi sahibi olma imkanı var.  Dünya üzerindeki yıldırımların değişimine bağlı olarak rezonansda değiştiğinden yıldırım oluşma sıklığının küresel ısınmadan etkilendiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Astronomi ile uğraşan kişilerde Schmann rezonansını çalışmalarında kullanarak diğer gezegen ve uyduların atmosferik yapısını incelemektedirler.  Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre tektonik depremlerle Schmann rezonansının bağlantılı olabileceği görülmektedir. Bunun nedeni bir deprem oluşurken Schmann rezonansının bundan etkilenmesidir.  Deprem oluşumundan önce de rezonans değerlerinde değişimlerin olduğu araştırmalar bulunmaktadır. Bu da depremlerin önceden tahmini konusunda bir kapı açabilir.
 

Bunların dışında biyolojik ve jeolojik açıdan da Schmann rezonansından destek alınan çalışmalar mevcuttur ancak henüz yeterli bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Bunlardan biri uykusuzluk sorunu yaşayan denekler üzerinde yapılan bir çalışmaya dayanmaktadır. Deneklerden bir gruba Schmann rezonansına eşdeğer frekans dinletilmiştir. Frekansa maruz kalan grubun uykusuzluk semptomlarının azaldığı görülmüştür. Bunun dışında Schmann frekansı gibi düşük frekans düzeylerinin yaraları iyileştirici etkisi olduğunu savunanlar da bulunmaktadır.  Bu frekans aralığının zeka – öğrenme düzeyini arttırdığı gibi savlarda mevcuttur. Ancak yapılan çalışmalar yeterli düzeyde olmadığından bilimsel bir geçerliliği bulunmamaktadır.
 

Schmann rezonansı keşfedildiği günden bu yana birçok alanda kullanılmıştır. Ancak hala keşfedilmeye açıktır. Yapılacak daha detaylı ve bol araştırma ile açığa çıkarılmamış ve netleşmemiş pek çok alanda kullanılabilir.