Atatürkçü düşünceye hizmet ödülü bu yıl umudun sembolü Haluk Levent’in

İlki 1996-1997 yılı için ÇYDD başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’a verilen "Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü" bu yıl Kültür Üniversitesinde 19 Mayıs 2025 Gençlik ve Spor Bayramında yapılan bir törenle istanbul incirli Lions Kulübü tarafından "Atatürkçü Düşünceyi yaşayan ve yaşatan bir hizmet gönüllüsü, sanatçı kimliği ve söylemleri ile Atatürk'ü her fırsatta anarak gündem olan" Haluk Levent'e verildi.
 

Kulübün “Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü” verilmesindeki temel amacı; Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, ülkemizin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmasını hedefleyen ve günümüzde “demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” olarak şekillenmiş cumhuriyetimizin bu nitelikleri ile korunması ve yaşatılmasında, özellikle laiklik ilkesinin kararlı savunulması ve tüm ulusumuza mal edilmesi için etkin katılımı ve hizmeti özendirmek, desteklemek ve büyük Atatürk’e minnet borcumuzu ifade etmektir olarak açıklanmaktadır.
 

Tüm depremlerde ve zor zamanlarında halkın yardımına koşan, halkıyla dayanışma içinde olan Haluk Levent bu ödül töreninde birkaç bestesiyle ilgili açıklama da yaptı.
 

Haluk Levent kendisini en çok etkileyen şarkılarından birinin “Elfida şarkısı” olduğunu söyledi ve bu şarkının öyküsünü şöyle özetledi:
 

Beyzanur adındaki 4 yaşlarındaki küçük kızın amansız bir hastalığı vardı ve onun yaşam savaşına destek olmak için incirli semtinde bir ev kiralayıp emekçi olan aileye de yardımcı olmak istedim.
 

Fırsat buldukça Cerrahpaşa Tıp Fakültesine gidiyor, doktorlarla görüşüyordum.
 

Bir gün yine gittiğimde doktoru ile görüştüm. Doktor bana “bu kızı gözden çıkarın” dedi. Konuşmamızı yanımda bulunan arkadaşım Emrah Aydoğdu’da duydu. Emrah bana; “Gözden çıkartılmanın anlamı Osmanlıca’da Elfida.” dedi.
 

Gözyaşlarımızı tutamadık.
 

Sonra şarkıyı yazdım. Olayı benimle birlikte yaşayan müzisyen arkadaşım Emrah’ta yardımcı oldu.
 

Küçük Beyzanur’u çok seviyordum. Şarkıyı Beyzanur’a da okuyordum fakat Beyzanur, Elfida’nın kendisi olduğunu bilmiyordu.
 

O dönem benim için çok sorunluydu ve şirketlerim iflas etmiş, batmıştı. Şarkının sözlerindeki:
 

“Omzumda iz bırakma,

yüküm dünyaya yakın.”
 

şunu ifade etmek içindi: Ya zaten dünya kadar batmışım, sıkıntılıyım. Beyzanur’cuğum, ne olur bari sen gitme demek içindi.
 

Beyzanur’un hep yağmurlu gözleri vardı. Hayata tutunmaya çalışan…
 

O dönemde hastane personeline Bakırköy’de bir konser verdim.
 

Beyzanur’a iyi baksınlar diye onların gecesine katıldım.
 

O gece evden başka bir yere kaldırılan Beyzanur’u kaybettik.
 

Beyzanur’u kaybetmemizden sonra anne ve babasına kızımızı kaybettik ama lütfen bir çocuk daha yapın dedim. Üzüldüler. Aradan bir yıl geçti ve beni aradılar.
 

Haluk Abi, bir çocuğumuz oluyor diye haber verdiler ve ben de onlara adını Elfida koyun dedim. Şu anda o Elfida okuyor ve ablasının ismini taşıyor.
 

Unutamadığım olaylardan biri de Bosna ve Kosova’da verdiğim bir konserdi.
 

Sırpların saldırısına uğrayan Arnavut Türklerinin sorunlarına karşı çok duyarlıydım ve kaçak yollardan oraya gitmiştim. Almanya ve benzeri yerlerde verdiğim konserlerde dinleyiciler de Türk olduğu için ortak bir dilimiz vardı. Bosna ve Kosova’da ise böyle bir ortak dilimiz yoktu. Henüz Akdeniz Akşamları şarkısının albümünü yapmamıştım. Ancak oralarda radyocu Ali adlı biri benim şarkılarımı tanıtmış. Sonra da Kral TV yayınları ile tanınmışım. Konser yüzbin kişilik stadyumdaydı, çimlerin üzerinde gaziler vardı.  “Akdeniz Akşamları” şarkısını okuyacaktım. Ben Akdeniz deyince salondaki tüm dinleyiciler Akşamları diye şarkıyı sürdürdüler... Hayretler içinde kaldım. Tüylerim diken diken oldu. Orkestrayla bakıştık. Meğerse beni ulusal kahraman yapmışlar benim haberim yok... Her sanatçı bu olayı yaşamalı. Sanki Türkiye’yi, Türkleri buraya taşımışlardı.
 

Haluk levent bu söyleşisinde kendisine rol model olan kahramanın babası değil, kuzeni olduğunu da belirti.
 

30 Eylül 2019 günlü gazete duvarda “Tuba Ünsal ve çocuk hakları” adlı yazımda konu edindiğim benim de ilgilendiğim bir kadın cinayeti vardı. Duruşmalarına dinleyici olarak Tüketici Konfederasyoncu Başkanı sayın Aydın Ağaoğlu ile katılmıştık.
 

Tuba adlı kadın küçük çocuğu ile evdeyken arkadaşı ile gelen katil, arkadaşına çocuğu parka çıkar diyor. Almira adlı 4-5 yaşlarındaki çocuk parka çıkarılıyor ve katil çocuğun annesini tabanca ile yaralıyor, kadın birkaç gün sonra ölüyor.
 

Yetim kalan Almira’nın eğitimi için Aydın Ağaoğlu beyle bir okula görüşmeye gittik. Haluk Levent-Ahbap temsilcisi olarak genç bir hukukçuda bizim yanımızdaydı. Özetle Haluk Levent-Ahbap yalnız deprem, yangın gibi felaketlerde değil kadın cinayetlerinde de gereken özveriyi gösteriyor çocukları kucaklıyordu. Bu anımı törende zaman yokluğundan paylaşamadım.
 

Zaten Ahbap derneği de sosyal dayanışmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı temel alan bir sivil toplum kuruluşuydu.
 

Aynı zamanda çevre sorunlarına karşı duyarlılığıyla ön plana çıkan sanatçı, hemen hemen her albümünde çevre bilincini aşılama yolunda şarkılara yer verdi. Türkiye'nin değişik bölgelerinde çevreye zarar verdiği söylenen projeler aleyhine davalar açtı ve açılan davalara müdahil oldu.
 

Türkiye'de en çok konser veren sanatçıların başında gelen Haluk Levent, bu konserlerin çok önemli bir kısmından para almamış, konserin gelirini ihtiyacı olan hastalara vakfetmiştir. "Yardımsever Rock’çı" tanımının yakıştırılması bu sebeptendir.
 

Haluk Levent, 2023 yılında Time Dergisinin Dünyanın En Etkili 100 Kişisi listesinde yer aldı. Elif Şafak'ın kaleme aldığı bir yazıda "Eğer 'ses yok' ifadesi umutsuzluğun sembolüyse, Haluk Levent de umudun sembolüdür" ifadelerine yer verilmişti.
 

Atatürkçü Düşünceye Hizmet etmek, Atatürkçü Düşünceyi yol gösterici olarak kabul etmek bizi çağdaş ufuklara taşıyacaktır.