Mesleğim maliyecilik. Bu nedenle birinci uzmanlık alanım vergi ve muhasebe gibi mali konular, biliyorsunuz sevgili okuyucular.
Ama bir şapkam daha var arkadaşlar. Geçmiş yıllarda, Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığında, tütün mamulleriyle alkollü içki ürünlerine yönelik olarak, ürün ve vergi güvenliğini sağlamak üzere uygulanmakta olan bandrol sisteminin Ülke çapında yürütülüp koordine edildiği birimin idareciliğini yaptığım dönemde tanışmış olduğum ve o gün bugündür, bu alandaki bilgilerimi uzmanlık düzeyine çıkarmak için durmadan uğraş verdiğim ürün güvenliği, izlenmesi ve takibi sahasıyla da ilgileniyorum.
(Soldan sağa) TÜDER Genel Başkanı Levent Küçük, Gıda Güvenliği Genel Derneği Başkanı Samim Saner ve yazarımız Abdulmenaf Yakut. |
Ürün güvenliği, izlenmesi ve takibi meselesi dünyada olduğu gibi bizde de yeni ve gelişmekte olan bir alan. Yeni olduğu kadar, hem kapsadığı alan itibariyle; gıdadan, piyasadaki akla gelebilecek her türlü mal ve malzemeye kadar.. neredeyse bütün ürün gruplarını ilgilendirdiği için çok geniş; hem de farklı pek çok bilim ve mühendislik alanından beslendiği için inter-disipliner diyebileceğimiz ilginç bir karaktere sahip aynı zamanda.
Ürünlerin kayıt dışılık, sahtecilik ve kaçakçılığa karşı güvenliğinin sağlanmasıyla, onların piyasada izlenmesi ve takibini temin eden yol ve yöntemler çeşitlilik arz eder. Ürün ambalajlarına bandrol, etiket, karekod ve barkod gibi unsurların uygulanması bu yol ve yöntemlerin başlıcalarıdır. Bu araç ve yöntemler de kendi içerisinde; ürünün güvenliğini sağlayan, yani onları sahte ve kaçak benzerlerinden ayırmamıza yarayan unsurlarla; piyasadaki dolaşımları boyunca izlenebilirliklerini temin eden özellikler barındırabilirler.
Bu yol, yöntem ve araçlardan hangisi ya da hangilerinin kullanılacağı ya da kullanılacak olan bir araç veya yöntemin, saydığımız (güvenliği, taklit edilemezliği ve/veya izlenebilirliği sağlayan) bu unsurlardan hangisi ya da hangilerini ihtiva edeceği; bunları kullanacak olanların (yani müşterilerin) konuya ilişkin ihtiyaçlarıyla bu araç ve yöntemleri kullanmak istemelerindeki amaçlarıyla onları tatbik edecekleri (yani izleyip takip etmek isteyecekleri) ürün gruplarının özellikleri belirler.
Yani gördüğünüz gibi, bu, ürün güvenliği ve izlenebilirliği konusu derin ve derin olduğu kadar da çok boyutlu ve kapsamlı bir alan.
Neyse ki değerli okuyucular, bugün size bahsetmek istediğim şey ürün doğrudan güvenliği ve takibi konusunun kendisi değil. Bu nedenle, işin bu boyutuna burada nokta koymam icap ediyor.
Hem siz de uyarmıyorsunuz arkadaşlar beni, girizgâhı fazla uzattın diye. Aklıma gelmese konuya dalıp gideceğim. Sonra da asıl anlatacaklarımı yazayım derken bu kez de yazı ziyadesiyle uzuyor. Yazı uzun olunca da, artan karakter sayısı yüzünden, gazetenin kâğıt baskısındaki puntoların küçülmesine ve bu da metnin siz değerli okuyucular tarafından rahatça okunması epeyce zorlaşıyor. Uzun yazılar sıkıcı oluyor ayrıca, biliyorsunuz.
Şaka bir yana.. başlıkta da belirtmiş olduğum gibi, bugün, geçtiğimiz hafta İstanbuldaki Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesinde, yine İstanbul merkezli Gıda Güvenliği Derneğinin koordinatörlüğünde ve Uluslararası Gıda Koruma Birliği (IAFP) ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının desteğiyle gerçekleşen 5. Gıda Güvenliği Kongresindeki izlenimlerimi paylaşmak istiyorum. Bu nedenle sözü daha da uzatmadan, beşincisi geçtiğimiz hafta, 7-8 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleşen kongreye geçmek istiyorum.
**
Bendenizin de yönetiminde bulunduğu, kurulduğu 1995 yılından beri tüketici hukuku ve bilincinin gelişmesi için gönüllülük esasına göre faaliyet gösteren Tüketiciler Derneğinin (TÜDER) de paydaşları arasında yer aldığı Kongrede; yurt içi ve dışından katılan, alanlarının önde gelen otuzu aşkın bilim insanıyla gıda sektörünün temsilcilerinin gıda güvenliğinin farklı yönlerini ele aldıkları bildiriler sundular.
TÜDER dışında, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu(TGFD), Ambalaj Sanayicileri Derneği(ASD), Ambalajlı Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği (BESD-BİR), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün Türkiye Temsilciliği(FAO) gibi kurum ve örgütlerin de paydaşı oldukları bu yılki Kongre; TMMOB-Gıda Mühendisleri Odası, ETÜDER, SUDER ve İSKİD gibi, ilgili sektörün önde gelen kurum ve kuruşların desteğiyle gerçekleşti.
Gıda güvenliğinin mikrobiyoloji boyunun ağırlıklı olarak işlendiği ama bununla sınırlı olmayacak şekilde, gıda güvenliği sorununun sosyal, psikolojik ve hukuki boyutlarının da ele alındığı organizasyonun dikkat çeken tartışma konularından biri de; farklı pek çok kurum, kuruluş ve sektörden katılan neredeyse herkesin üzerinde mutabık kaldıkları yakıcı bir sorun olan, gıda güvenliği konusundaki bilgi kirliliği olgusu idi.
Sözlü bildirilerin yanı sıra poster şeklinde sunumların da yapıldığı etkinlikte bizim de bir poster sunumumuz oldu.
Kongrede; Konuşan Bir Gıda Güvenliği Sistemi ve Tüketici Odaklı Bir Gıda Güvenliği Sistemi diye sloganlaştırdığımız ve devlete, Güvenliyse Etiketle, tüketicilere ise, Etiketliyse Güven! mesajını verecek; herkesin ihtiyacını karşılayacak, çok yönlü bir gıda güvenliği sistemini öngören ve adına Ulusal Güvenlikli Ürün Etiketi dediğimiz projemizi katılımcılarla paylaşma fırsatı bulduk.
- İlgili kamu kurumlarıyla gıda endüstrisinin iyi niyetli tüm çabalarına rağmen gıda güvenliği konusundaki yerli/yersiz negatif toplumsal algının önüne bir türlü geçilemiyor olması;
- Ambalajlı olsa bile, piyasadaki bir gıda ürününün gerçekten güvenli olup olmadığını sembolize ve garanti edecek, tüm Ülkede geçerli, sisteme tabi tüm ürünlere uygulanan basit, açık, sağlam ve net bir sistem ve aracın bulunmaması;
- Bu konudaki belirsizlik ve kaosun giderilemiyor olması;
- Gıda güvenliği hala konvansiyonel diyebileceğimiz klasik yöntemlerle gerçekleştirilmeye devam ediyor olması;
- Mevcut gıda denetim mekanizmasının ancak tüketim sonrası zehirlenme, şikâyet vb. vakaların ardından devreye giren bir mantığa dayanıyor olması;
- Gıda ürünlerinde, üretimden/ithalattan perakende aşamasına kadarki tüm tedarik zincirini kapsayan etkili ve sistematik denetim mekanizmasının olmaması;
- Derli toplu, etkili ve caydırıcı sistematik bir yasal mevzuatın bulunmaması;
- Endüstrinin kabul edeceği makul, basit, pratik, tutarlı, şeffaf, genel geçer, maliyeti olabildiğince düşük, sektörün marka vb. ticari haklarının korunması gibi ihtiyaçlarını korunmasına yardımcı olacak genel ve kapsamlı bir gıda güvenliği sisteminin bir türlü önerilemiyor olması;
- Alkollü içkiler ve tütün mamullerine yıllardır başarılı bir biçimde uygulanmakta olan güvenlik, izleme ve takip yöntemlerin diğer ürün gruplarına bir türlü teşmil edilmiyor olması;
- Hatta bu konuda topyekûn bir gıda güvenliği sisteminin kurulmasının gerekip gerekmediği, gerekiyorsa da, nasıl bir sistemle bunun gerçekleştirilebileceği konusunda görüş birliğine varılamamış olması;
Gibi bir türlü üstesinden gelinemeyen temel sorunlardan hareketle hazırlamış olduğumuz projenin tatbik edilmesi durumunda;
- Güvenli ve sağlık ürünler etiketlenecek,
- Tüketiciler etiketli ürünlere güvenecek,
- Kayıt dışı, kaçak ve merdiven altı ürünlere etiket verilmeyecek,
- Etiketsiz ürünler piyasaya giremeyecek,
- Girse de çarşı-pazarda görünür olacak,
- Etiketsiz ürün sırıtacak,
- Kimse bu ürünleri bulundurup satmak istemeyecek,
- Her kurum ve kesimin gıda güvenliğinden beklentisi karşılanacak,
- Tüketicilere güven verecek,
- Marka sahiplerinin ticari hakları korunacak,
- Kamu için piyasanın denetiminde etkinlik sağlanacak,
- İyi ve sağlıklı ürünler kötü ve güvensiz ürünleri piyasadan kovacak,
- Haksız rekabet önlenecek,
- Kurallı firmalara ait markalar güçlenecek,
- Kayıt dışılık baskılanacak;
Böylece tüketiciden gıda endüstrisine ve devlete kadar ilgili herkesin bu konudaki beklentileri büyük ölçüde karşılanacaktır, diye düşünüyoruz.
Bu tür organizasyonlar son derece faydalı hiç şüphesiz. Bu itibarla, başta tertipleyenler olmak üzere, 5. Gıda Güvenliği Kongresinin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi kutluyor ve bu güzel organizasyonun Ülkedeki gıda güvenliği bilincinin yerleşmesi bu sorunun köklü bir çözüme kavuşmasına vesile olmasını diliyorum.
Görüşmek üzere