YAZARLAR

Tüm Yazıları Can Türker

Yaratıcı Muhasebe, EBİTDA ve Denetim İlişkisi

27.09.2016 00:00

Yaratıcı muhasebe; genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri, muhasebe standartları ve yasal düzenlemelerdeki esneklikler veya boşluklardan yararlanmak suretiyle hayat bulan bir uygulamalardır.[1] Yaratıcı muhasebe çoğu akademisyen tarafından hileli finansal raporlama sayılırken, bazı akademisyenler tarafından muhasebe ilke ve standartları çerçevesinden sunulan ve bu ilke ve standartların vermiş olduğu rahatlıktan yararlanarak hazırlanmış finansal tablolar olarak sınıflandırılmaktadır. Bu durumda ortak tek bir nokta vardır. Finansal tabloların olduğundan farklı sunulmasıdır. Peki bu durumda bu farklılıklar nasıl ortaya çıkabilir ve bizim EBİTDA dediğimiz yani faiz, vergi, amortisman ve itfa payı öncesi kar nasıl arttırılabilir?

EBITDA ‘nın arttırılması iki çeşit yaratıcı muhasebe tekniğiyle yapılabilir. Bunlar [2];

1- Gelirlerin Artırılması

Gelirin erken kaydedilmesi veya gerçek olmayan gelir işlemi yaratarak gelirin olduğundan fazla gösterilmesi. (Genel olarak muhasebe uygulamalarında bir satışın gerçekleşme zamanının belirlenmesine ilişkin birtakım serbestlikler bulunmaktadır.)[3]

- İade, indirim ve garantilerin ertelenerek muhasebeleştirilmesi.

- Vade Farklarının gelirler içerisinde gösterilmesi(Muhasebe standartlarına[4] göre ayrı gösterilmesi gerekmektedir.)

- Alacaklara ve varlıklara daha az tutarda değer düşüklüğü karşılığı ayırmak. (Genellikle değerinden yüksek gösterilen varlık hesapları; stoklar, alacaklar, duran varlıklar, finansal yatırımlar ve patentler gibi kalemlerdir.) [5]

2- Giderlerin Azaltılması

- Giderlerin aktifleştirilmesi, (giderlerin bir sonraki yılda amortisman ayrılarak parçalar halinde gider hesaplarına kaydedilmesidir. Örneğin reklam gideri, genel yönetim gideri gibi giderlerin aktifleştirilmek suretiyle gider olarak gelir tablosuna alınmasının ertelenmesidir.)

- Muhasebe politikalarının değiştirilmesi – cari dönem giderlerinin düzeltme yoluyla önceki dönem giderlerine aktarılması.

- Sabit kıymetlerin hizmet ömrünü belirlerken yararlanılması beklenen ömrünün çok üzerinde bir ömür belirtilerek amortisman giderlerinin daha uzun dönemlere dağıtarak, giderlerin düşük gösterilmesi.

- Değeri düşen varlıklara daha az karşılık ayrılması, gerçek değerini gösterecek şekilde değer düşüklüğü ayrılmaması

- Kullanılmayacak durumdaki varlıkların (yanma vs gibi nedenlerle)tamamının gidere aktarılması gerekirken hala varlıklar içinde bekletilmesi

- Satılan mal maliyetini düşük kaydetmek veya zamanında kaydetmemek (stok maliyet yöntemini değiştirmek)[6]

Bahsi geçen yöntemleri kullanarak EBITDA (FVAİÖK) yüksek gösterilebilir. Bu yöntemlere daha ilaveler yapılabilir ancak bunları başlıca kullanılan yöntemlerdir.

Finansal tablo okuyucuları (yatırımcılar, paydaşlar vs) sadece finansal tabloları görürler. İşin temeli olan muhasebeleştirilme esaslarının doğru uygulanıp uygulanmadığı ancak bağımsız denetim raporları okunarak anlaşılabilir. Peki diyeceksiniz finansal tablolar tamam da peki bu muhasebeyi oluşturan bilgilerin kaynağı nedir? Bunların doğru olduğunu nerden bilelim. İşte burada devreye iç kontrol mekanizması ve iç denetim giriyor. Şirketlerin özellikle kurumsal firmaların faaliyet süreçlerinin, bilgi akışlarının denetimine elbette iç denetçiler yapıyor. İç denetçiler genelde raporlarını doğrudan yönetim kuruluna sundukları için daha çok firma içi risklere odaklanıyorlar. Ancak iç denetçiler ve bağımsız denetçiler birbirinin çalışmalarından yararlanıyor ve bağımsız denetçiler iş akış süreçlerinin ve faaliyetlerinin düzgün çalıştığını, iç denetçilerin raporlarından ve çalışmalarından öğrenme şansı buluyorlar. Bu noktada iç ve dış denetçiler koordinasyon içerisinde işlerini yürütüyorlar diyebiliriz. İyi güzelde bunlar nasıl koordineli çalışıyor diye bir soru aklımıza geliyor. Bu durumda ortaya ortaklar tarafından seçilen denetim komiteleri devreye giriyor ve bu süreci yönetiyorlar.

Denetim komiteleri, iç denetim ve dış denetim yaptırarak, muhasebe kayıtları sorgulayabilmekte ve üst yönetimin talimatı ile veya muhasebecilerin kendi inisiyatifleri doğrultusunda performans değerlerinin olduğundan fazla gösterilmesini engelleyebilmektedirler.

Burada unutulmaması gereken konu bağımsız denetçiler ve iç denetçiler istedikleri şekilde denetim yapmıyorlar. Uluslar arası denetim standartları ile uyumlu Türkiye denetim standartları çerçevesinde denetimlerini gerçekleştiriyorlar.(İç denetçiler ise Uluslar arası İç Denetim Standartlarına uygun olarak) Kamu gözetim kurumuna kayıtlı bağımsız denetçilerin kamu gözetim kurumu tarafından denetim standartlarına göre denetim yapıp yapmadıkları sıkı bir şekilde takip edilmektedir. Bu sebeple yakın zamanda, bağımsız denetime tabi olacak şirketlerin sayısı arttıkça ülkemizde bu tür hile ya da esnekliklerden yararlanma oranları azalacak ve finansal açıdan gelişmiş ülkeler düzeyinde yatırımcıya doğru, dürüst resim ilkesi çerçevesinde gerçeğe uygun değerler üzerinden finansal tablolar sunanların sayısında elle tutulur bir artış olacaktır. Bu ülkemize yatırım yapmak isteyen kişilerinde gözünde pozitif bir etki yaratacaktır.

Devlet, denetim mekanizmasını oluşturmak isteyen firmalara maliyet açısından destek olursa firmaların çoğu bu konuda istekli olacaktır. Örneğin bağımsız denetim yapan firmalara devlet bankalarından kredi kullandırılırken daha düşük oranlı faiz önerilmesi gibi. Bu ve bunun gibi teşvikler olduğu sürece özellikle orta ölçekli firmaların denetime olumlu yaklaşacakları kuşkusuzdur. Şu anda yürükte olan teşvik yasalarına ilave yapılarak ya da yeni bir yasayla gönüllü bağımsız denetim yaptıranlara teşvik sağlanması şeklinde bir madde ihtiyacın karşılanması açısından rahatlatıcı olacaktır.


[1] Müge Saltoğlu, “Yaratıcı Muhasebede Özel Amaçlı Şirketlerin Rolü ve Enron Örneği”,Muhasebe ve Denetime Bakış Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 10, Eylül 2003, s. 108

[2] Michael Jones, Creative Accounting, Fraud and International Accounting Scandals, West Sussex: John Wiley & Sons Inc., 2011, s. 44.

[3] Yusuf Artar, “Türkiye’ de Yasal Boşluk Ve Esnekliklerden Yararlanılarak Gerçekleştirilen Yaratıcı Muhasebe Uygulamaları”, Vergi Dünyası Dergisi, Sayı:418, Haziran 2016, s.43.

[4] Muhasebe standardı- Türkiye Finansal Raporlama Standartlarıdır.

[5] Nermin Çıtak, “Yaratıcı Muhasebe Hileri Finansal Raporlama mıdır?”, Mali Çözüm dergisi, Yıl:19, Sayı:91, Ocak-Şubat 2009, s.91,95.

[6]Çıtak, A.g.e s.96.

Haberler

Ekonomi

İran ile ticaret hacminde 30 milyar dolar hedefi

Ekonomi

Küresel piyasalar karışık seyrediyor

Gündem

Emeklilere bayram ikramiyelerinin ödeme takvimi belirlendi

Ekonomi

KOBİ'ler yeni dönemde KOSGEB destekleriyle büyüyecek

Gündem

Yapay zeka girişimleri 7 yılda 33 kat arttı

Gündem

İstanbul'da köprüler Pakistan Milli Günü için ışıklandırıldı

Gündem

Yaşlanan nüfusun çalışma hayatına olumsuz etkilerine karşı ''kadın istihdamı'' önerisi

Gündem

Türk Devletleri Teşkilatının tarım bakanları Kazakistan'da toplandı

Gündem

Türksat 6A'da sona yaklaşılıyor

Ekonomi

KOSGEB geçen yıl 107 bine yakın işletmeye destek verdi

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram tatilinin kamu çalışanları için 9 güne çıkarılacağını açıkladı

Gündem

Çanakkale Şehitler Abidesi'ne Türk bayrağı yansıtıldı