YAZARLAR

Tüm Yazıları Feray Alpay

Sus ve Dinle!

05.10.2015 00:00

Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof. Dr Albert Mehrabian, uzun yıllara dayanan araştırma ve gözlemlerinden elde ettiği bilgileri şöyle özetlemişti: Sözlerin iletişime etkisi yüzde 7, ses tonunun yüzde 38, beden dilinin ise yüzde 55.

%7 - %38 - %55 kuralı olarak bilinen bu “başarılı iletişim” ip ucunun altında yatan sebep ne? Neden karşındakini ilk gördüğün on saniye içinde kafanda onunla ilgili bir fikir oluşuyor ve kolay kolay değişmiyor? Neden karşındakinin beden diline göre karar veriyorsun da, söylediklerine itibar etmiyorsun?

İletişim kurarken ne söylediğinden daha çok, söylediğinin nasıl algılandığı ve senin nasıl algılandığın önemli. Çünkü bu konu doğrudan insanın savunma ve hayatta kalma mekanizmasıyla ilgili.

İnsan birkaç milyon yıldır yer yüzünde yaşıyor ve birbirleriyle iletişim kuruyor. Nasıl mı? Elbette beden diliyle ve sesiyle. İnsanın mimik ve jestleriyle sergiledikleri tavır, onun var oluşundan bu yana iletişim kurmasına veya kuramamasına yol açtı. Beden diliyle sürdürmüş olduğu iletişimin yanı sıra heyecanını, mutluluğunu, korkusunu ve sevgisini ses tonu ile karşısındakine aktardı. Bağırdı, ağladı, inledi, homurdandı… Yüz binlerce yılda öğrenilen ve geliştirilen bu iletişim yeteneği, genler aracılığı ile nesilden nesile aktarıldı.

İnsanoğlunun bir kaç yüz bin yıl öncesinden itibaren ise sözlerle konuşarak iletişim kurmaya başladığı tahmin ediliyor. Tahmin ediliyor, çünkü “dilin fosili yok!” 300.000 yıl önceki insan iskeletleri üzerinde yapılan araştırmalar, insan gırtlağının, ses birimlerini çıkarmaya elverişli hale geldiğini gösteriyor. Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü araştırmacıları, insanda konuşma işlevini üstlenen genin, 100.000-200.000 yıl önce mutasyona uğramasıyla, dilsel becerilerin önünün açılmış olabileceği kanısındalar.

Psikolog ve dil gelişimi uzmanı Artur Pinker’a göre ise, Avrupa’da yaşayan insanlar 50.000 yıl önce akıcı dil kullanmaya başlamışlardı.

Simgelere yükledikleri anlamlarla geliştirdikleri heceler, sonra kelimeler ve daha sonra da cümleler ile iletişim kurarken kendi aralarında dillerini geliştirdiler. Ve sözcükler aracılığıyla konuşmaya başladılar. Ve bu gelişim sırasında insan ağzından istediği sözcüğü çıkarabileceğini fark etti. Hatta insan dilerse her hangi bir konuda duygu veya düşüncelerinin aksine bir sözcüğü de rahatlıkla söyleyebiliyordu. Ve buna bağlı olarak bir şeyi daha keşfetti: “yalan söylemek”.

Oysa milyonlarca yıl öncesinden gelen ve genlerine işlemiş olan duygu ve düşüncelerini aktaran beden hareketleri ile karşındakini kandırmak pek mümkün olmuyordu. Özellikle yüzdeki kaslar ve sesi oluşturan nefes, yalan veya samimi olmayan davranışlar esnasında istem dışı olarak duyguları ele veriyordu. Ama ağzın içindeki görünmeyen “dil”, yalan söylerken hiç zorlanmıyordu.

Ve insanlar zamanla beden dilinin, sözcük dilinden daha zor yalan söyleyebildiğini fark ettiler. İşte bu yüzden etkili bir iletişim için “sus” ve “dinle”. İşte bu yüzden karşıdakini anlamak ve başarılı bir iletişim için, karşıdakinin söylediklerinden daha çok, söylemediklerine bak. Ve işte bu yüzden %7 - %38 - %55 kuralını bilsen de, bilmesen de karşındakinin en çok beden diline, sonra sesine ve sonra da söylediklerine itibar et.

Haberler

Gündem

ÖSYM'nin dünyadan izole sınav merkezi kapılarını ilk kez açtı

Ekonomi

Tokat'ta 5,6 büyüklüğünde deprem

Otomotiv

TOGG, üçüncü modeli T8X'in çalışmalarına başladı

Ekonomi

Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatındaki artış sürecek

Gündem

Türk Kızılay Genel Başkanı Yılmaz, "İyilik Gemileri"nin Gazze'ye yolculuğunu anlattı

Spor

Fenerbahçe Avrupa'da yarı final için sahaya çıkıyor

Ekonomi

Havacılık sanayisinde 20 milyar dolarlık buluşma

Otomotiv

İsviçre'nin Blick gazetesinden Togg'a, "Türk Teslası" övgüsü

Gündem

İran, İsrail'e yönelik askeri operasyonun tamamlandığını açıkladı

Gündem

İran'dan İsrail'e hava saldırıları

Gündem

Kuzey Marmara Otoyolu'nda kamyonet otomobile çarptı, 2 ölü, 4 yaralı

Gündem

Otoyollarda bayram tatili dönüşü yoğunluğu sürüyor