Ne Bekleniyordu?

Atatürk diyor ki: “Ulusu kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” Türkiye’nin temel sorunu nitelikli eğitim sorunudur. Nitelikli eğitim, ancak nitelikli öğretmenlerce verilir. Ülkemizde yıllardır nitelikli eğitim verilemiyor. Nedeni eğitim sistemi,nitelikli öğretmen yetiştiremiyor. Çünkü Atatürkçü eğitim anlayışından uzaklaşılmış, ezbere dayalı, bilgi odaklı eğitim öne çıkarılmıştır. Oysa nitelikli öğretmen demek, nitelikli öğrenci demektir.

Eğitim, beyin temelli öğrenmeye ağırlık vermelidir. Beyin temelli öğrenmede temel “kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin?” sorularıdır. Bu şu demektir. Türk eğitim sisteminde soru sorma, sorgulama, düşünme öğretilmiyor. Ezbere dayalı bir eğitim sisteminde düşünme olanaksızdır. Düşünemiyorsan sorgulayamazsın. Düşünemiyorsan yenilikler, icatlar, yeni buluşlar yapamazsın.

2015 ERG Raporu açıklandı, eğitim durumu iç açıcı değil. Uluslararası Fen ve Matematik Eğilimleri Araştırması (TIMSS) Raporu açıklandı, yerimizde sayıyoruz. PISA yani Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Sonuçları açıklandı, Türk eğitimi yerlerde sürünüyor.

Ne bekleniyordu?

Bu eğitim sistemiyle yetişen çocuklarımız dünya birincisi mi olacaktı?

Atatürkçü, çağdaş, akıl ve bilime dayalı, üretken, sorgulayan, çok okuyup okuduğunu anlayabilen, düşünebilen, düşüncesini serbestçe açıklayabilen kuşaklar yetiştiren okullar; Köy Enstitüleri, Eğitim Enstitüleri, Öğretmen Okulları kapatıldı. Eğitim işleri Eğitim Fakültelerine verildi. Liseler, ortaokullar imam hatipleştirildi. 4+4+4 uygulaması ve TEOG Sınavları ile öğrenciler hallaç pamuğu gibi bir yerden bir yere savruldu. Yüzbinlerce kız çocuğu okuma olanağından uzaklaştırıldı.

Ne bekleniyordu?

Lafla peynir gemisi yürümüyor.

Bilim insanlarımızın, eğitim uzmanlarımızın, deneyimli eğitimcilerimizin uyarılarına kulak tıkandı. Yıllardır, “türban, başkanlık” gibi gereksiz tartışmalarla zaman yitirildi, eğitimin niteliği üzerinde kafa yorulmadı. Kafa yoranlara itibar edilmedi.

Ne bekleniyordu?

Teknolojik buluşlardan ön sıralarda yer mi alacaktık?

“Teknolojik açığımızı kapatırsak, işler yoluna girer, kısa sürede kalkınırız,” deniyor. Teknolojik açığını kapatmak için matematik, fen dallarında akıl ve bilime dayanan çağdaş eğitim uyguladık mı ki teknolojide ileri olalım. Bilim insanı yetiştiremezsen, teknoloji açığını nasıl kapatacaksın?

Ne bekleniyordu?

Üstün yetenekli ya da üstün zekâlı çocuklarımız tespit edilip, özel eğitime alınmış mı ki bilim insanı yetiştirelim.

Ne bekleniyordu?

Eğitimi, dinci cemaatlerin emrine vererek teknolojide, ekonomide kalkınacak mı idik? Bu yolla hiçbir ilerleme kaydedilemeyeceği, 15 Temmuz Kalkışması ile öğrenmiş bulunuyoruz.

Ne bekleniyordu?

Efendim, PISA’da puanların düşük olmasının nedeni meslek okulları imiş. Neredeyse liselerin ve ortaokulların tamamı imam hatip durumuna getirildi. Bunlar meslek okulu statüsündeki okullar değil mi? Demek ki neymiş, imam hatipler ile bir yerlere varmak olanaksızmış.

Çözüm mü?

Günümüzde eğitimimiz, bir çıkmaz içindedir. Eğitim sorunlarımız her geçen gün daha da derinleşmektedir. Eğitimimizin çıkmazdan kurtarılması için gerekli çözüm formülü şudur:

Öncelikle Türk ulusal eğitimi Atatürkçü bir anlayışla seyretmelidir. Yani ulusal, çağdaş, laik, akıl ve bilime dayalı, düşündürücü, sorgulayıcı, yaratıcı, halktan yana, sevgiye dayalı olmalıdır. Ezberci değil, öğrenmeyi öğreten, bilgi okuryazarı olan, çok okuyan, okuduğunu anlayan insan yetiştirmelidir. Eğitim, devletin ve ulusun bütünlüğünü, demokrasiyi, Cumhuriyeti, tam bağımsızlığı, barışı koruyucu ve güçlendirici olmalıdır. Eğitim, birbirimize saygılı olmayı, tahammül edebilmeyi öğretmelidir; kinci kuşak yetiştirmemelidir. Eğitim, toplumu geriye değil, sürekli ileriye götürmeyi amaçlamalıdır.

Eğitim herhangi bir dinci cemaatin emrine bırakılmamalıdır.

Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenlerle olur. Değişik kaynaklardan öğretmen temin etme yöntemi bırakılmalı; kalite öğretmen yetiştirecek öğretmen okulları açılmalı, bu okullara girecek öğrenciler iyi seçilmelidir.

İlköğretimden yükseköğretime kadar tüm okullar, çağdaş eğitim araçları ve gereçleriyle, kitaplıklarla, laboratuvarlarla donatılmalıdır.

Bilim, teknoloji ve ekonomide önlerde olunmak isteniyorsa ki her ulus ister, felsefe, mantık ve temel bilimler(matematik, fizik, kimya fen) öğretimine önem verilmeli; okullarda matematik hazırlık sınıfları oluşturulmalıdır. Öğretmenler de nitelikli yetişmelidir. Çünkü öğretmenler, eğitimin en önemli aktörleridir. Eğitimin öznesi öğretmendir. İyi bir öğretmen, iyi bir öğrenci demektir.