YAZARLAR

Tüm Yazıları Kazım Saymalı

Lozan Barış Antlaşması'nın önemi

26.07.2016 00:00

Lozan Barış Antlaşması, Türkiye’nin politik, ekonomik, parasal, askersel, kültürel bağımsızlığını; ulusal sınırlar içinde yeni bir Türk Devleti’nin varlığını dünyaya kabul ve tescil ettirmiştir. Yeni Türk Devleti’nin adı 29 Ekim 1923’te konmuş ve Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.

Cumhuriyetimiz bedava kazanılmamıştır. Atatürk’ün belirttiği gibi Cumhuriyetimiz için “çok bedel ödedik, çok kan döktük, her tarafta kırmızı kanımızı akıttık.” Cumhuriyete ulaşabilmek için Atatürk’ün önderliğinde Türk ulusunun verdiği savaş, sadece işgalci Yunan güçlerine karşı verilmiş bir savaş değildir, çok yönlü bir savaştır. Bu çok yönlü savaşı başlıklarıyla şöyle sıralayabiliriz:

Osmanlı Sarayı’nın ihanetine karşı, Atatürk’ün önünün kesilmesi ve Kongrelerin engellenmesine karşı verilen savaşım; İstanbul ile Anadolu arasındaki iletişimin kesildiği yirmi iki günlük sinir savaşı, dünyaya Türk ulusunun haklı davasının anlatılıp kabul ettirilme uğraşı; ulusal eylemi, İstanbul Hükûmetine tanıtma mücadelesi, Ulusal Ant’ın benimsetilmesi ve TBMM’nin açılması için verilen savaşım; parasızlığın, yoksulluğun yarattığı sorunlarla uğraşmak, sağlık sorunlarının çözümü ( bilinmelidir ki daha ordu kurulmadan önce sağlık örgütlenmesi yapılmıştır.), ülkeyi yangın yerine çeviren ve ülke üzerine karabasan gibi çöken iç ayaklanmaların bastırılması mücadelesi, yetersiz insan gücünün yarattığı olumsuzlukların giderilmesi, işgallerin giderek yayılması; Doğu, Güney ve Batı Cephelerindeki savaşlar, Padişah’ın yayımlattığı Atatürk’ü ve ulusal eylemcilerin ölümünü isteyen fetvasının etkisizleştirilmesi için yapılan uğraş, Çerkez Ethem ve diğer çetelerin yarattığı olumsuzlukların ortadan kaldırılması, düzenli ordunun kurulması sırasındaki çekilen sıkıntılar, TBMM’de Başkomutanlık tartışmalarının yarattığı olumsuzlukların giderilmesi için verilen uğraş; silah, motorlu araç, yol ve yiyecek yokluğu; dengesiz silah gücünün verdiği sıkıntıların giderilmesi mücadelesi, diz boyu bilgisizlikle savaş, Saltanatın kaldırılması esnasındaki tepkilerle uğraş, Lozan’da masa başında verilen çetin mücadele…

İşgalcilerin maşası durumundaki Yunan ordularının denize dökülmesinden sonra Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalanmış, sağlıklı bir barış antlaşması için Lozan’a gidilmiştir. Ne var ki İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Cürzon olmak üzere, Müttefik delegeleri, Lozan’daki barış görüşmelerinin savaşta yenilmiş bir Türkiye ile zafer kazanmış Batılı devletler arasında yapılacak kanısıyla davranmaktaydılar. Türk Kurulu, bu kanıyı değiştirmek, görüşmelerin eşit koşullarda yapılması, antlaşmasın eşit koşullarda imzalanması gerektiğine Müttefik delegeleri inandırmak zorundaydı.

Özellikle İngiltere Dışişleri Bakanı Cürzon, Türk Kuruluna olmadık zorluklar çıkarıyor, manevi baskı uyguluyor, Türklere eşit davranmıyor, Türk Kurulunu Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın muzafferleri olarak değil de yenilmiş ulusun kurulu olarak bakıyor; Mondros Ateşkesi’ni, Mudanya Ateşkesi’ne yeğ tutuyordu. Türk Kurulu, ayrıca aleyhimizdeki Yunan ve Ermeni propagandalarıyla da uğraşmak durumunda kalıyordu.

Konferanstaki tüm müttefikler ve uluslar, Osmanlı Devleti ile olan kendi davalarını Türkiye’ye benimsetmek istemekteydiler. İngilizler, Müttefiklerle birlikte Türk Kuruluna karşı bir cephe oluşturmuştu. Türk Kurulu Başkanı İsmet Paşa (İnönü), diğer ulusların temsilcileriyle birlikte karşı cepheyi kurmuştu.

Lozan Barış Konferansı’nda Trakya, Musul, Boğazlar, Azınlıklar, kapitülasyonlar ve ekonomik konularla ilgili sorunlar; Türklerin savaş tazminatı gibi konular üzerinde çok sert tartışmalar yapılmıştır. Türkiye’yi tatmin edecek bir yol bulunamadığı için Türk Kurulu yurda dönmüş ve Konferans kesintiye uğramıştır. TBMM ve onun Hükûmeti, İstanbul, Boğazlar, Trakya ve Irak sınırlarındaki sorunları kuvvet kullanarak çözeceğini hissettirmek için güçlerini Boğazlara kaydırmıştır. Savaş taraftarı olmayan konferansa katılan diğer devletlerin isteğiyle Barış Görüşmeleri yeniden başlamıştır 23 Nisan 1923). İkinci kez başlayan Barış Görüşmelerinde karşılıklı ödünler verilerek sorunlara çözüm aranmış ve 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.

Lozan Barış Antlaşması’nın bizim için önemi, anlamı ve sonuçları şöyledir:

Lozan Barış antlaşması, Türklere karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük suikastın sonuçsuz kaldığını bildiren bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir.

Lozan Antlaşması, ulusal devletin sınırlarını, azami imkânda kurtararak vücuda getirmiştir. Çünkü bir memleketin sınırları fiilen kurulmadıkça, yalnız müzakere ile temin olunmaz. Batıdan doğu sınırına kadar sınırlarımız, bütün memleketin işgalden sonra, önce kendi çabamızla ve silah kuvveti ile fiilen kurulmuştu. Bunun özelliği, ulusal bir devletin sınırları olmasıdır. İlk günden beri, ulusal bir devletin sınırları isteğiyle ortaya çıkmamız, bizi memleket bütünlüğü ve sınırlar sorununda manen ve maddeten kuvvetlendirmiştir.

Lozan Antlaşması’nın sonuçlanması üzerine birçok memleket ile aramızda husumetin son bulması ve dostluk ilişkilerinin kurulması sağlanmıştır. Lozan Antlaşması, Türk siyasi yaşamında başlı başına bir yer tutan ulusal bir eser durumundadır. Lozan Antlaşması, yeni bir Türk Devleti’nin kurulmasında temel unsur olan siyasi bir belgedir. Bu ulusal devlet, tam anlamıyla uygar, bağımsız bir devletin tüm haklarına sahip olmuştur.

Lozan Antlaşması, askeri zaferleri gibi ulusumuzun hakkı ve kendi yeteneğinin ürünü olan bir kazançtır.

Çökmüş, bitmiş, düşmanlara teslim olmuş bir Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntısından sıyrılarak, yıllarca sürmüş savaşlardan yorgun, bitkin, perişan, dağılmış ordularını yeniden derleyip toplayarak; açlık, sefalet, hastalık ile pençeleşen bir ulusu, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na sokarak; iç ve dış düşmanlarla aynı zamanda savaşarak; işgalci güçleri, Anadolu topraklarından atarak; dört yıllık bir savaşın sonucu Lozan’a ulaşmak, her ulusun başaracağı utku (zafer) değildir. O günün koşullarını bilmeden, unutarak, unutmuş görünerek eleştiriye girişmek, gerçekleri yadsımadır.

Lozan Antlaşması, Ulusal Ant’ı gerçekleştirmiş ve bütün dünyaya tanıtmıştır. Lozan Antlaşması, Türk’ün sert bir çelikten yapılmış ruh ve azmine sahip olduğunu, Türklüğe ve tüm dünyaya öğretmiştir. Türklerin başlarına gelen büyük felaket karşısında boyun eğmediğini, direnip savaşarak amaçlarına ulaştığını göstermiştir.

Lozan Antlaşması, büyük önder Atatürk’ün Türk ulusunu, toplumsal, siyasal ve tüm alanlarda mucizevi atılımlarla çağdaşlaştırmayı başardığını göstermiştir. Lozan Antlaşması, ulusal amaçların gerçekleşmesini, kendi çabasından çok başkalarının yardımından bekleyen ve bu yolda başkaları için kendisini ateşe atan ulusların yıkımdan başka bir şey elde edemeyeceklerinin tezahürü olmuştur.

Cumhuriyetin ilanına karşı olanlarla, halifeliğin kaldırılması sırasında halife yanlılarıyla mücadele; çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma mücadelesi; Nasturi ve Şeyh Sait Ayaklanması, Atatürk’e suikast girişimi, demokrasi mücadelesi, tam bağımsızlığı sağlayacak barış mücadelesi, darbelerle mücadele de çok yönlü savaşımın sürdürülmesine örnektir.

Cumhuriyetimizin kazanımlarına, demokrasiye sahip çıkmak en önemli bir görevdir.

Haberler

Ekonomi

Tokat'ta 5,6 büyüklüğünde deprem

Otomotiv

TOGG, üçüncü modeli T8X'in çalışmalarına başladı

Ekonomi

Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatındaki artış sürecek

Gündem

Türk Kızılay Genel Başkanı Yılmaz, "İyilik Gemileri"nin Gazze'ye yolculuğunu anlattı

Spor

Fenerbahçe Avrupa'da yarı final için sahaya çıkıyor

Ekonomi

Havacılık sanayisinde 20 milyar dolarlık buluşma

Otomotiv

İsviçre'nin Blick gazetesinden Togg'a, "Türk Teslası" övgüsü

Gündem

İran, İsrail'e yönelik askeri operasyonun tamamlandığını açıkladı

Gündem

İran'dan İsrail'e hava saldırıları

Gündem

Kuzey Marmara Otoyolu'nda kamyonet otomobile çarptı, 2 ölü, 4 yaralı

Gündem

Otoyollarda bayram tatili dönüşü yoğunluğu sürüyor

Gündem

Bayram tatilinin 5 gününde trafik kazalarında 38 kişi öldü, 5 bin 26 kişi yaralandı