YAZARLAR

Tüm Yazıları Deniz Türker

Batı Ülkelerinin Türkiye?ye Yeni Bakışı..!

26.03.2017 00:00

Önce ABD sonra İngiltere, Türkiye’nin de yer aldığı 8 Müslüman ülkenin, içlerinde İstanbul’un da yer aldığı 10 şehrinden gelecek uçakların kabinlerinde telefon büyüklüğünden büyük bilgisayar, tablet, kamera, fotoğraf makinesi, gibi elektronik aygıtların bulunmasını yasakladı. Listede yer alan diğer ülkeler, Ürdün, Fas, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ülkeleri.

Açıklama önce ABD’den geldi. Gün tamamlanmadan ikinci açıklama İngiltere’den geldi.

Bu iki açıklama geçmişte yaşanan iki olayı hatırlattı. 12 Eylül 1982 darbesinden sonra önce Almanya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulayacağını açıkladı. Ardından diğer Avrupa ülkeleri vize açıklaması yaptı. Derken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamak bir Avrupa Birliği politikasına dönüştü. 30 yılı aşkın bir süredir vize uygulamasını kaldırmak için uğraşıyoruz. İngiltere yeşil ve diplomatik pasaport sahiplerinden bile vize istiyor.

İkinci olay ise Birleşmiş Milletler kararı olmaksızın sonradan doğru olmadığı anlaşılan kimyasal silah gerekçe gösterilerek ABD Irak’a savaş açtı. Ardından İngiltere.

ABD ve İngiltere birdenbire terör gerekçesiyle Müslüman ülkelere söz konusu kabin yasağını getirirken, Türkiye’de bu yasak kapsamına alınmasının hala ciddiyeti kavranmamış gözüküyor. Bu gelişme THY’nin gelişmesini engelleyecek şeklinde değerlendirerek ekonomik rekabet boyutu öne çıkarıldı.

Yorumlarda, Türkiye’nin itibarı, dünya düzenini yeniden inşa eden iki ülkenin Türkiye’ye bakışları ile ilgili bir işaret olarak dış ilişkilerde yeni bir gelişme olduğu dikkate alınmadı.

Bakanların ve Ak Parti yöneticilerinin Avrupa ülkelerinde referandum amacıyla propaganda yapmaları yasaklarının ardından ABD ve İngiltere’nin uçaklardaki kabin yasağı, Batı ülkelerinde Türkiye’ye karşı yeni bir politikanın planlandığını gösteriyor. Bu nedenle yapılacak değerlendirmelerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulanmasını ve Irak’ın parçalanmasına neden olan işgal ve sonuçlarının dikkate alınması gerekir. Bu bağlamda yapılacak değerlendirmelerde akla gelen ilk soru, Uluslararası camiada Türkiye yeniden mi konumlandırılmak isteniyor? Başka bir değişle Türkiye’ye karşı hazırlanmış bir plan mı uygulanmaya başlanıyor? Referandum döneminde ortaya konan dış ve iç politikadaki denge ayarsızlığından mı yararlanılmak isteniyor?

Bu sorular bile Türkiye’yi hedefe koyan riski yüksek milli bir tehlikenin varlığını göstermeye yetiyor. Bu süreçte politikacıların en büyük yardımcıları diplomasi ve diplomatlardır. Bu konuda diplomatik ilişkiler askıya alınmış veya zayıflamış görünüyor. Dış İşleri Bakanı bile diplomasi ötesinde rol üstlenmiş iç politika tartışmalarının odağında.

Tehlike büyümeden önlem alınmalıdır. Batı ülkelerinin Türkiye’ye bakışları değişmeye başlamış. Tehlikenin büyük olduğu görülmelidir.   

Haberler

Ekonomi

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanıyor

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terörü öyle ya da böyle yok edeceğiz, kararlıyız

Gündem

TBMM'nin açılışı, kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından biri oldu

Gündem

"Irak ziyaretim ve anlaşmalar Türkiye-Irak münasebetlerinde yeni bir dönüm noktası teşkil edecek"

Gündem

"Kalkınma Yolu Projesi" ile Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlanacak

Gündem

Türkiye'nin "aşı üretim üssü" için çalışmalar hızla sürüyor

Ekonomi

Uzmanlar, alışverişlerde "IBAN ile ödeme"lerin artması nedeniyle tarafları uyardı

Gündem

İstanbul'da kuvvetli yağış nedeniyle trafikte aksamalar yaşanıyor

Gündem

ÖSYM'nin dünyadan izole sınav merkezi kapılarını ilk kez açtı

Ekonomi

Tokat'ta 5,6 büyüklüğünde deprem

Otomotiv

TOGG, üçüncü modeli T8X'in çalışmalarına başladı

Ekonomi

Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatındaki artış sürecek