Balkon İftarı

Hoşuma gitti... Masa düzeninden tutun da, katılımcıların özeni, konuşmayı dikkatlice dinlemeleri, sesin sesi olan medyanın ve birleştirici güç hükümetin birbirlerine olan yaklaşımı, saygı, sınır çizgisi görülesi bir fotoğraftı.

Huber Köşkü, cumartesi günü, basın tarihinde önemli bir iftara ev sahipliği yaptı. İftarın ev sahibi ise elbette ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Erdoğan’ın basın temsilcileri ile tek tek el sıkışması, içinde bulunduğumuz süreçte medyanın çığırtkan politikası yerine sorumluluk bilinci talebindeydi.

Zaten gazete ve TV’lere yansıyan görüntüler, bunu gösteriyor. Katılımcılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini sıkınca gördük ki buzlar eriyebiliyor.

“Barışmayacaksan neden kavga ediyorsun”, söylemi siyaset için adeta biçilmiş bir söz... O gün orada bulunan zevat birbirine küfür etse de birbirine ağır sözler söylese de büyük bir olgunlukla iftar yemeğini bitirdi.

Huber Köşkünde adalet ve bölgesel gelişmeler konuşulurken, Cumhurbaşkanının birlik mesajı çok iyi okunmalı ve görülmelidir.

CHP Genel Başkanı’nın zamansız yürüyüşü ve provokasyona açık duruşu beni hem endişelendiriyor hem de korkutuyor.

Küresel oyunu Katar ile başlatıp İran’da son buldurmaya çalışanlara dikkat etmeli. Özellikle bu mübarek ayda bir Müslüman devleti abluka altına almak ve bunu da yine bir Müslüman ülkenin yapması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu yüzden Cumhurbaşkanın ısrarla son günlerde dillendirdiği birlik ve beraberlik mesajı önem arz ediyor.

Medyanın buna kulak vermesi ve bu sorumlulukta yayın yapması milli bir meseledir. Türkiye’nin bölgesel gücünü zayıflatmaya çalışılanların unuttuğu tek şey, bu milletin mayasında bir ortak nokta var. O da şudur: “Mesele memleket meselesi ise gerisi teferruattır”.

İşte bu anlayış ve inanç 15 Temmuz’u nasıl püskürtmüşse, emin olun, tüm diğer krizleri de püskürtecektir.

Yeter ki, ortak inancımızı yitirmeyip, provokatörlerin eline düşmeyelim...