YAZARLAR

Tüm Yazıları İbrahim Araç

Anayasanın değiştirilemeyen maddeleri dolaylı olarak değişse ne olur?

19.01.2017 00:00

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa değişiklik teklifinin 2.tur görüşmelerine devam etmektedir.

Anayasamızın ilk 3 maddesinin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği, 4.madde ile koruma altına alınmıştır.

Bu 3 maddede yer alan ve değiştirilemeyeceğine vurgu yapılan bazı temel görüş ve ilkeler şunlardır:

Türkiye Devletinin bir Cumhuriyet olduğu, bu Cumhuriyetin toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Anayasanın başlangıç kısmında belirtilen temel ilkelere dayandığı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmektedir.

Ayrıca, Türkiye Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu, Dilinin Türkçe, Bayrağının, beyaz ay yıldızlı al bayrak, Milli marşının, İstiklal marşı ve Başkentinin Ankara olduğu ifade edilmektedir.

Diğer taraftan, Anayasa metnine dahil olan ve Anayasanın dayandığı başlangıç kısmında yer alan temel görüşlerin bir kısmı da şunlardır:

-Anayasanın Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda yorumlanıp uygulanması. -Çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi. –Millet iradesinin mutlak üstünlüğü. –Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu gibi.

Peki bu temel görüş ve ilkeleri içeren ve değiştirilemeyen bu maddeler saklı tutularak, Anayasanın diğer maddelerinde yapılan değişikliklerle, dolaylı olarak bu ilkeleri ve temel görüşleri kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak mümkün müdür?

Anayasa değişikliği ile ilgili bir kanunun, iptali için Anayasa Mahkemesine başvuran İşçi Partisi itiraz dilekçesinde şu görüşlere yer vermiştir:

“Anayasalar, pozitif hukuk düzeni piramidinin zirvesini meydana getirirler. …..Anayasaların ve genellikle pozitif hukukun ötesinde ve üstünde de bazı temel ilkeler mevcuttur ki, bu temel ilkeler Anayasalara kaynaklık eden ve söz konusu toplumun zaman ve mekan şartları içinde hakim ideolojisini teşkil eden iktisadi, felsefi, ahlaki, hukuki nitelikte veya gelenekleri yansıtan nitelikte bir dünya görüşünü yansıtmaktadır. Bu görüşlere göre Anayasalar hukuki değerlerini ve geçerliliklerini bu temel ilke ve görüşlerden almaktadırlar.”

“Anayasaların ihtiva ettiği hükümler, güçleri, hukuki değerleri ve geçerlilikleri bakımlarından bir mertebeler silsilesi teşkil etmektedirler. Şayet Anayasanın tali değerde olan maddelerinden biri değiştirilir ve değiştirilen madde Anayasanın temel görüş ve ilkeleriyle çelişirse, böylece Anayasanın bütünlüğü ihlal edilmiş olacağından ve tali değerdeki bir madde ile temel ilkelerin geçerliliği sınırlanmış bulunacağından, Anayasa Mahkemesi bu değişikliğe karşı koymak ve değişik maddeyi iptal etmek yetkisini haizdir.”

Anayasa Mahkemesi de iptal davası ile ilgili kararında şu değerlendirmeyi yapmıştır:

Anayasanın temel görüş ve ilkeleriyle çelişen değişikliklerin yapılmasının mümkün olamayacağını ve Yasama organının, yasama yetkisini ve bu arada Anayasayı değiştirme yetkisini, ancak ve ancak Anayasanın ruhuna ve sözüne uymak kayıt ve şartıyla gerçekleştirebileceği vurgulanmaktadır. (AYM: E. 1970/l, K.1970/31 KT.16.6.1970)

Anayasalar bir devletin dayandığı hukuki yapının temelini oluştururlar. Devlet organlarının ve kişilerin hak ve ödevleri bu hukuki yapının bütününü meydana getirir.

Mahkeme başka bir kararında da; ”Anayasanın tam bir uyum içinde birbirini tamamlayan genel hükümlerinin, Anayasa değişiklikleriyle sistem ve düzenin bozulması ve çelişiklikler içine düşürülmesi bir bütün teşkil eden hukuki yapıyı sarsar ve yıkar. Bu durumda Anayasa Mahkemesinin, 147. Madde ile kendisine verilen görev ve yetkileri kullanarak, Anayasayı çoğunluğun egemenliğine karşı koruyabilmesi, Anayasanın özellikle başlangıç kısmı, 2,4 ve 8.maddeleri hükümlerine uygundur. Şu duruma göre Anayasa değişikliklerinin esas yönünden Anayasa Mahkemesinin uygunluk denetimine tabi olmayacağı yolundaki görüşün anayasal dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.” görüşlerine yer vermiştir.(AYM: E.1970/41,K.1971/37, KT.13.4.1971)

Anayasa Mahkemesinin, soyut ve açık olmayan temel görüş ve ilkeleri zaman zaman çok katı bir şekilde yorumladığı ve bundan dolayı da sert eleştirilere maruz kaldığı bir gerçektir. Mahkeme, siyasal alanın sınırlarını belirlemede özellikle Başlangıç’ı kullanarak bazı siyasi partileri kapatma yoluna gitmiştir.

1961 Anayasası ile Anayasa Mahkemesine tanınan iptal yetkisi, 1982 Anayasası ile daraltılmıştır.

Anayasa Mahkemesi, 1971 yılına kadar Anayasada yapılan değişikleri esas ve şekil bakımından denetleme yetkisine sahipti. Anayasanın 147.maddesinde 1971 yılında yapılan değişiklikle bu yetki, sadece Anayasada gösterilen şekil şartlarına uygunlukla sınırlandırıldı. 1982 Anayasasının 148.maddesine göre de Anayasa değişikliklerinin sadece şekil bakımından denetlenebileceği, bunun da teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır.

Sonuç olarak; Anayasanın değiştirilemez nitelikteki ilk 4 maddesi, dolaylı olarak değiştirilse bile anayasal denetimleri yapılamayacaktır.

Haberler

Ekonomi

Tokat'ta 5,6 büyüklüğünde deprem

Otomotiv

TOGG, üçüncü modeli T8X'in çalışmalarına başladı

Ekonomi

Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatındaki artış sürecek

Gündem

Türk Kızılay Genel Başkanı Yılmaz, "İyilik Gemileri"nin Gazze'ye yolculuğunu anlattı

Spor

Fenerbahçe Avrupa'da yarı final için sahaya çıkıyor

Ekonomi

Havacılık sanayisinde 20 milyar dolarlık buluşma

Otomotiv

İsviçre'nin Blick gazetesinden Togg'a, "Türk Teslası" övgüsü

Gündem

İran, İsrail'e yönelik askeri operasyonun tamamlandığını açıkladı

Gündem

İran'dan İsrail'e hava saldırıları

Gündem

Kuzey Marmara Otoyolu'nda kamyonet otomobile çarptı, 2 ölü, 4 yaralı

Gündem

Otoyollarda bayram tatili dönüşü yoğunluğu sürüyor

Gündem

Bayram tatilinin 5 gününde trafik kazalarında 38 kişi öldü, 5 bin 26 kişi yaralandı